 
Av yasağının 1 Eylül itibariyle sona ermesinin ardından balık tezgahlarında hamsi bolluğu yaşanıyor. Balıkçılar, bu yıl sezona çok iyi başladıklarını belirterek, özellikle hamsinin çok ucuz olduğunu söylüyor. Vatandaşın ilgisinden memnun olan balıkçı esnafı, balığın daha çok tüketilmesini öneriyor. Türkiye’nin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen balık tüketimi istenilen seviyede değil. Sektör temsilcileri, balık tüketiminin artırılması için kamu spotlarıyla farkındalık oluşturulmasını, okullarda balık menülerinin daha fazla yer almasını öneriyor.

İSTANBUL BALIK ŞEHRİ OLMALI
İstanbul Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Ahmet Özer, “İstanbul balık şehri olmalı” diyerek, şehrin balık potansiyeline dikkat çekti. 1 Eylül’de başlayan av mevsimiyle birlikte balık tezgahlarındaki bereketli hareketliliğe rağmen balık tüketiminin en az seviyede olduğunu dile getiren Özer, şöyle konuştu: “Tüketimin az olmasının sebebi ise iklim değişikliği nedeniyle havaların sıcak gitmesi ve av sezonunun erken kapanıp erken açılması. Halkımızın yanlış tüketim bilgisinden kaynaklanan bir alışkanlığından dolayı sıcak havalarda balık tüketimi günümüzde en az seviyede gerçekleşiyor. Oysa balık her türlü hava şartlarında tüketilebilir. Ayrıca hasadının sadece tutulmaya yönelik masrafı olması nedeniyle oldukça ucuz; bütçe dostu, enflasyon karşıtı bir protein kaynağı. Ancak bilgi eksikliğinden dolayı tüketim az. Balık avcılığı sektörü, balık çok dahi olsa satış sirkülasyonunu sağlayamıyor. Zaman zaman balığı yem sektörüne vererek zarar ediyor. Böylesine güzel bir zenginliğe ve nimete sahip olan ülkemizde balık tüketiminin artırılması ve ucuz, sağlıklı protein kaynağına halkımızın erişmesi yönünde bir bilinç oluşturulmalı.” Özer, dünyanın en lezzetli deniz ürünlerinden biri olan Boğaziçi Lüferi’nin İstanbul’a çok faydası olacağını dile getirerek, şunları kaydetti: “İstanbul Gürpınar’da hijyenik ve tüm dünyaya hitap edebilecek bir deniz ürünleri halimiz var. Tarım ve Orman Bakanlığı araştırma raporlarına göre, yıllık kişi başı deniz ürünleri tüketimimiz 7 kilogram. Balık tüketimini artırıp yıllık 7 kilogramdan Avrupa ortalaması olan 25 kilogramlara yaklaştırabilirsek bunun gıda enflasyonuna da etkisi olacak.” 
 Ahmet Özer
 Ahmet Özer
KAMU SPOTLARIYLA BİLİNÇLENDİRELİM
 Özsağdıçlar Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zafer Sağdıç, sezon başlangıcıyla birlikte tezgahlarda hareketlilik gözlemlediklerini belirterek, bu yıl palamutun az, hamside ise bolluk olduğuna işaret etti. Sağdıç, satışlarda hamsi ve sardalya gibi fiyat açısından erişilebilir türlerin tüketici için avantaj olduğunu vurguladı. Sağdıç, balık tüketiminin artırılması için şu önerilerde bulundu: “Kısa vadede hamsi ve sardalya gibi bolluk dönemlerinde uygun fiyatlı paketlerle halkın balığa ulaşımı kolaylaştırılmalı. Soğuk zincir ve lojistik geliştirilerek donuk ve işlenmiş balık ürünleri yaygınlaştırılmalı. Halkımıza haftada iki kez balık tüketiminin sağlık açısından faydaları anlatılmalı. Orta ve uzun vadede okullarda ve yurtlarda balık menülerinin yer alması, sokak lezzetlerinin hijyenik biçimde yaygınlaştırılması ve kamu spotlarıyla balık tüketiminin teşvik edilmesi önemli. Ayrıca sürdürülebilirlik için kota ve avcılık düzenlemeleri tüketiciye anlatılmalı.”

Zafer Sağdıç
HAMSİNİN KİLOSU 100 LİRA
Balıkçı esnafı Ahmet Öztozan, işlerin iyi gittiğini belirterek, şöyle konuştu: “Geçen sene palamut bolluğu vardı. Bu yıl da hamsi bereketi yaşıyoruz. Şu an balığın da tam zamanı ve fiyatı çok ucuz. Fiyatlar her yıl aynı. Hamsiyi 100 liraya satıyoruz. Vatandaşın yoğunluğundan memnunuz.”
YÜZDE 50 ARTIŞ OLDU
Balıkçı esnafı Emre Topçu, vatandaşın en çok sardalyaya ilgi gösterdiğini belirterek, istavrit, mezgit, tekir, sardalya, sarıkanat ve lüferin de yeni yeni çıktığını söyledi. Bu balıklar için henüz erken olduğunu anlatan Topçu, “Çünkü çok pahalı; şu anda kilo fiyatları 2 bin 500 lira civarında. Hamsi bol olacak gibi gözüküyor; şu an için boy olarak çok küçük ve daha erken. Fiyatlar, 15 Ekim’den sonra daha da oturacak, balık büyüyecek ve yağlanacak. Av yasağının kalkmasıyla birlikte satışlarda yüzde 50 artış oldu. Ekim ayında tatilcilerin İstanbul’a dönmesiyle işler her hafta katlanarak artar” dedi.
BEYİNDEN KALP SAĞLIĞINA KADAR KORUYOR 
Diyetisyen Dr. Hande Seven Avuk, balığın özellikle omega-3 yağ asitleri açısından zengin, yüksek kaliteli bir protein kaynağı olduğunu belirterek, şu bilgileri paylaştı: “EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit) gibi yağ asitleri, kalp sağlığından beyin fonksiyonlarına kadar vücudun birçok temel sistemi için hayati öneme sahip. Düzenli balık tüketimi, kan basıncını düşürerek ve trigliserit seviyelerini azaltarak kalp krizi ve felç riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, balıktaki bu değerli yağlar, beyin hücrelerinin korunmasına ve bilişsel işlevlerin iyileştirilmesine katkıda bulunarak demans ve alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde rol oynayabilir. Balık, aynı zamanda D vitamini, iyot ve selenyum gibi önemli vitamin ve minerallerin de iyi bir kaynağı. Balıktaki, hücreleri oksidatif strese karşı koruyan güçlü bir antioksidan olan selenyum ve sinir sistemi fonksiyonları için elzem olan B12 vitamini de önemli. Balık tüketiminin sağlığa faydası için haftada en az iki porsiyon (yaklaşık 200-300 gram) balık tüketilmesi öneriliyor. Özellikle somon, uskumru, hamsi ve sardalya gibi yağlı balıklar, omega-3 açısından daha zengin.”

Dr. Hande Seven Avuk
AİLELERE VE OKULLARA BÜYÜK ROL DÜŞÜYOR
Avuk, balık tüketiminin artırılması için şu önerilerde bulundu: “Günümüzde balığın marketlerde de daha uygun fiyatlarla ve çeşitli şekillerde (konserve, dondurulmuş veya hazır yemekler gibi) bulunması teşvik edilmeli. Ayrıca, balığın ev mutfaklarına daha kolay dahil edilmesi sağlanmalı. Geleneksel olarak fırında balık, sebzeli buğulama, balık çorbası gibi sulu veya kuru ısıda pişirme yöntemlerimiz hem pratik hem de içeriğindeki besin öğelerinin zarar görmemesini ve hatta mevsim sebzeleriyle zenginleşmesini sağlayarak sağlık için daha yararlı hale gelmesini destekler. Çocukluktan itibaren balık tüketim alışkanlığının kazandırılması için ailelere ve okullara büyük rol düşüyor. Okul menülerine balık temelli seçeneklerin eklenmesi, sağlıklı beslenme müfredatında balığın öneminin vurgulanması gibi uygulamalar, yeni nesillerin balıkla daha erken tanışmasını sağlayacak.
SOFRADA PAYI ARTMALI
İstanbul Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Perakendeciler Derneği (PERDER) Başkanı Rahmi Kartal, “1 Eylül’de balık sezonunun açıldığını hatırlatarak, “Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde balığın özellikle sezonunda diğer ürünlere göre sofrada daha çok payı olmalı. Bunun için iyi bir tanıtım yapılmalı. Her şeyle ilgili ders var, ancak beslenme ve paranın yönetimiyle ilgili ders yok. Balık, sadece lüks sofraların yemeği değildir. Temel gıdadır. Bütün ürünlerin yetiştirilme maliyetlerinden bahsediyoruz. Eğer çiftlik balığı değilse balığın sadece hasat maliyeti var. Bol olursa pazarda da ucuz oluyor” diye konuştu.
 Rahmi Kartal
 Rahmi Kartal
8 AYDA 19 ÜLKEYE İHRACAT
Türkiye hamsi ihracatından 8 ayda 9.9 milyon dolar kazandı. Ocak-ağustos döneminde 19 ülkeye hamsi ihracatı yapıldı. Türkiye’nin 8 aylık hamsi ihracatında Belçika ilk sırada yer alıyor. Belçika’ya yapılan hamsi dış satımı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 arttı. Türkiye’nin Belçika’ya yaptığı ihracat 8 ayda 3 milyon 149 bin 982 dolara ulaştı. Belçika’yı 3 milyon 6 bin 259 dolarla Fransa ve 1 milyon 196 bin 239 dolarla Almanya takip etti.