Ayakkabının ‘çakma’sı orjinalini sıkıyor

Giriş: 26.04.2016 - 00:00
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35

HABER: FAHRİ SARRAFOĞLU

Dış pazarlardaki dalgalanmalara yeni pazarlar bularak mevzi koruyan ayakkabı sektörü, iç pazarda ise vadelerin uzamasından ve taklit ürünlerden yakınıyor. Sektördeki kayıt dışı üretimin tüketici sağlığını tehdit ettiğini söyleyen sektör temsilcileri etkin takip ve ağır ceza talep ediyor.

İstanbul Ticaret Odası Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi Komitesi Başkan Yardımcısı Süleyman Gürsoy, sektörde yaşanan sorunlar karşısında yeni arayışların ve alternatif çıkış yolunun bulunması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “2015 yılını birçok firma olumsuzluklarla geçirdi. Ancak karaları bağlayacak değiliz. Çünkü ayakkabı ve saraciye ürünleriyle ile ilgili dünyada yetkin birkaç ülkeden biriyiz. Kapasitemiz, kabiliyetimiz ve hedef olarak belirleyebileceğimiz birçok pazarın yanı sıra iç piyasada her geçen gün daha da güçleniyoruz.”

PAZAR ÇEŞİTLİLİĞİ

Böyle zor zamanlarda müşterilerini doğru yönlendirip, iyi asiste eden firmaların sonunda kazanan firmalar olacağını vurgulayan Gürsoy, şöyle devam etti: “İşte bu yüzden kur yükselmeleri ve risk algılarının bu kadar kârdan götürdüğü bir ortamda seneyi büyüyerek kapattık. Tüm yumurtalar bir sepete olmamalı ilkesince pazar ve ödeme koşulları çeşitliliğini sağlayan firmalar, tüm iniş çıkışlı dönemlerden kendilerini koruyabilir. Dünyanın birçok yerinde istikrarsızlık var. Ancak bu ilânihaye böyle devam edemez. Koşullar düzeldiğinde kapasite ve know-how olarak hazır olursak çok büyükişler yapacağımızı şimdiden söyleyebilirim.”

ORJİNALİNİ GEÇTİ

Komite Üyesi Berke İçten, özellikle ‘çakma’ ürünler olarak tanımlanan taklit ve merdiven altı üretilen ürünler için ciddi tedbir alınmasını istedi. İçten, bu ürünlerin haksız rekabet oluşturduğu gibi insan sağlığı için de tehlikeli olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Piyasada özellikle spor ayakkabıda çakma ürünler hatta orijinalinden bile fazla satılıyor. Ağırlıkla yasa dışı yollarla ülkemize yurt dışından gelen bu tarz ürünlerin bir kısmı da yurt içinde merdiven altı diye tabir edilen atölyelerde, hiçbir kaydın olmadığı, tüketici sağlığını hiçe sayan malzemeler kullanılarak üretiliyor. Hiçbir açıdan kontrole tabi değiller.
Aleni bir şekilde tezgâhlarda sergilenir ve toptan pazarlanır hale geldi. Bu tarz ürünlerin yurda girişinde ve yurt içinde üretiminde, dağıtımında ve satımında daha ciddi takibin yapılması gerekir. Cezalar da caydırıcı olmalı. Bu durum 2023 hedefleri doğrultusunda markalaşma ve inovasyona yatırım yapan firmalara da ciddi zarar veriyor.”

YENİ PAZAR ARIYORUZ

Meclis Üyesi Ender Yazıcıoğlu, Rusya ve Irak pazarının durmasından sonra değişik ülkelerden aktarma, yeni pazar arayışları ile sektörün ufkunun açıldığını söyledi. Sektörün AB nezdinde iyi bir alternatif üretici görülmesi nedeniyle hasarı çabuk atlattıklarını vurgulayan Yazıcıoğlu, şunları söyledi: “2016’nın daha iyi olması için çalışıyoruz. Hedeflerimiz doğru. Ama petrolün ve doğal hammadde fiyatlarının bu kadar düşmüş olması, Rusya, Suudi Arabistan ve Irak gibi ülkelerde gelir azalmasına ve para daralmasına neden oldu. Alım gücü düştü. Piyasada nakit akışı kalmadı. Tedirginlik ve korku ile tasarruf etme isteği oluşunca ihracat da azaldı. Ayakkabıda da can suyu ihracat. İç piyasa 2016’da canlansa bile riskin arttığını düşünüyorum. Üretici büyüyemiyor, sermayeyi tüketmiş, krediye ulaşmak çok pahalı. Ürün üzerinde iç piyasada görünmeyen, dile getirilemeyen bir fiyat farkı, pahalılık var. İthalatçı da dışarıdan vazgeçmiyor.”

VADE UZUN SERMAYE YETERSİZ

Ayakkabı sektöründe en önemli sorunları arasında vadelerin ve sermaye yetersizliğinin olduğunu hatırlatan Yazıcıoğlu, sıkıntıları şöyle özetledi:

  • 20–24 ay vade ile ürün satıp, ihracat yapamıyorsanız, işçilik ve genel giderleri ödemek zor. Bankalar yüzde 16–18 arasında faiz istediği gibi kolay kolay da kredi açmıyor.
  • 1 milyon TL kredi karşılığı verdiğiniz ipotekler için 3-5 milyon TL varsa verebilirsiniz. O zaman özellikle emek yoğun sektörlerde düşük, hatta Almanya ve Japonya gibi ülkeler örnek alınarak yüzde 0 faiz düşünülmeli.
  • Bu sektörlerin ülkemize bıraktığı katma değeri, hammadde kaynaklarımızla, işçiliğimiz ile çalışan sayımız ile ölçmek gerekir.
  • İhracatın önü mutlaka açılmalı, siyasi ve politik alanlarda çözüm bulunmalı.
  • İçeride terör, ne olursa olsun bitirilmeli. Şu anda bu kadar cesur, korkusuz, adam sendeci olmamıza rağmen kalabalık caddeler, büyük alışveriş merkezleri boşa yakın.