tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) mayıs ayı olağan Meclis toplantısında konuşan İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin yenilenmesine ilişkin kararını değerlendirdi. YSK’nın anayasal bir kuruluş olduğunun altını çizen Avdagiç, “YSK’nın görevi, Türkiye’deki yerel ve genel seçimlerin, kanunda yazdığı gibi ‘düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğüyle ilgili bütün işlemleri yapmak ve yaptırmak’tır. Bu görevin gereği olarak YSK, kendisine yapılan itirazları değerlendirdi ve seçimleri iptal ederek 23 Haziran’da yenilenmesine karar verdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yeniden milletin hakemliğine başvurulacak” diye konuştu

KAOSA PRİM VERİLMEMELİ

Avdagiç, seçimlerden gerginlik umanlara ve Türkiye için bir kaos üretmeye çalışanlara prim verilmemesi gerektiğini vurgulayarak, İstanbul iş dünyası olarak 23 Haziran’a kadar olan süreçte, yıkıcı tartışmalar ve kutuplaşmalarla toplumun gerilmesini arzu etmediklerini ifade etti.

Mevcut durumu daha karmaşık hale getirmenin ülkeye hiçbir kazanç sağlamayacağını dile getiren Avdagiç, seçimlerde İstanbulluların iradesinin, sandığa en küçük bir şüpheye mahal verilmeden ve bir İstanbullu’nun bile oyuna halel getirilmeden yansımasını dilediklerini aktardı.

İstanbul Ticaret Odası Peyzaj ve Çiçekçilik Meslek Komitesi Meclis Üyeleri Kadir Gümüş ve Mehmet Salih Şadoğlu, Meclis toplantısında çiçek sürprizi yaptı. 12 Mayıs Anneler Günü’nün kutlanması adına salonda bulunan başta İTO Genel Sekreter Yardımcısı Av. Nurcan Turan olmak üzere tüm kadın personele çiçek takdiminde bulundular.

SEÇİM YÖRÜNGESİNDEN ÇIKALIM

İTO Başkanı Avdagiç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “23 Haziran’da seçimin yenilenmesinin demokrasinin ve hukukun gereği olduğunu kabul edip, seçim defterini kapatmalıyız. Türkiye, 31 Mart’ı geride bıraktığı gibi 23 Haziran’ı da geride bırakarak, bir an önce ekonomiye odaklanmalı. Türkiye artık süratle seçim yörüngesinden çıkmalı.”

Seçim defterini kapatmanın, piyasaların sükûnete kavuşmasında faydası olacağına işaret eden Avdagiç, ekonomiye odaklanmakta geç kalınırsa, bunun Türkiye’nin etrafının tehlikeli bir şekilde kuşatıldığı bir dönemde maliyeti olacağını söyledi.

ARZULANAN BÜYÜME YAKALANIR

Avdagiç, şunları kaydetti: “Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam. Biz her türlü sarmaldan çıkacak, her türlü sorun yumağını çözecek güç ve kabiliyetteyiz. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki Türkiye, ‘üretime, verimlilik artışına ve inovasyona dayanan, ekonomi ve ekonomiyi etkileyen unsurları da içeren çok yönlü bir programı ve büyüme modelini’ belirleyebilecek ve güçlü biçimde hayata geçirebilecek. Yeter ki, hepimiz üzerimize düşeni yapalım. İşte o zaman Türkiye yeniden arzulanan büyüme seviyesini yakalayacak, tarihsel duruşunu bir kez daha dosta düşmana gösterecek.”

HÜKÜMETİMİZ TEDBİR ALIYOR

Ekonominin karşı karşıya kalacağı bütün olumsuzlukların işe yoğunlaşarak bertaraf edileceğini vurgulayan Avdagiç, şunları söyledi: “Elbette bunun için hem ekonomi yönetiminin hem de iş dünyasının birlikte yapması gerekenler var. Hükümetimiz,sorunların çözümü için önemsediğimiz tedbirler alıyor. Sözgelimi bankalarla şirketlerimiz arasındaki borçlanma kanallarının tekrar sağlıklı bir patikaya oturtulması önemli. Bilançolardaki yükleri hafifletecek, böylelikle özel sektörümüzün çarklarını döndürecek, gücüne güç katacak yeni adımların geleceğine inanıyoruz. Böylesi durumlarda likiditenin, sorunlar yumağının çözümünde anahtar rol oynadığına da dikkat çekmek istiyorum.

Türkiye’nin geleceğe umutla bakmasından rahatsız olanlar vardır ve bunlar her daim olacak. Bununla mücadelenin en sağlam yolu; bizi işimizden, gücümüzden alıkoyacak çabalara izin vermemek. Türkiye’ye ve Türkiye’nin gücüne güvenmek.

Türkiye, yeni bir büyüme stratejisiyle ekonomide yeni bir gelişme heyecanı oluşturacak yeni bir hikaye ile yoluna devam edecek. Gelişmeler de bizi buna zorluyor. Bizim bir şansımız var: Biz kendimiz için neyin iyi olduğunu kendimiz bulacak ve uygulayacak güçteyiz. Bunu başaracak güçteyiz.”

YA İSTİKLAL YA İZMİHLAL

Türkiye’nin 19 Mayıs 1919’da, bundan tam 100 yıl önce de önemli bir eşikten geçtiğini hatırlatan Şekib Avdagiç, bu eşiğin ‘Ya istiklal ya izmihlal’ ilkesiyle aşıldığını belirtti. Türkiye’nin, 100 yıl önce Milli Mücadele’nin büyük kahramanlarının liderliğinde tarihî bir duruş sergilediğini vurgulayan Avdagiç, şöyle devam etti: “Bugün de böylesi bir süreçteyiz. Türkiye, dört bir taraftan ağır baskılara maruz kalıyor. Şimdi bizim, unutulmaz bir tarihsel duruş daha sergilememiz gerekiyor. Bu tarihsel duruşu güçlü bir şekilde sergileyebilmemizin biricik yolu, ekonomik açıdan güçlü olmaktan geçiyor. Bunun için diyorum ki, artık biz, ekonomik toparlanmamızı gerçekleştirip büyük bir geleceğe doğru yol almalıyız. 19 Mayıs 1919’da başlayan Milli Mücadele’nin 100. yıldönümünü idrak ediyoruz. Vatan toprağının İngiltere, Fransa gibi büyük devletler tarafından işgal edildiği bir süreçte, ‘memleketin bütünlüğü ve ülkenin bağımsızlığı’ için bütün milletimiz seferber oldu. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da başlayan hürriyet ve istiklal yürüyüşü, işgalcilerin kovulmasıyla son buldu. Ben bu vesileyle başta Atatürk olmak üzere Milli Mücadele’nin tüm komutanlarını, şehit olan ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum.”

BÜYÜK FETHİN 556. YILI

İTO Başkanı Avdagiç, bu ay İstanbul’un fethinin de kutlandığını hatırlatarak, “Fatih, 29 Mayıs 1453’te İstanbul’u fethetti. Bugün o büyük fethin 556. yılını kutluyoruz. İstanbul’u Türk toprağı yapan büyük komutan ve askerlerini rahmetle anıyorum. 1453’ten beri İstanbul’dayız, ebediyen de İstanbul’da olacağız. Tüccarlar olarak fetih ruhunun bizdeki yansıması da bu şehri, tıpkı Fatih Sultan Mehmed’in yaptığı gibi ticaretin ve ekonominin başkenti yapmak olacak” diye konuştu.

GÜN ZORLUKLAR ETRAFINDA TEK VÜCUT OLMA GÜNÜ

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Öztürk Oran, Oda’nın mayıs meclisini açarken yaptığı konuşmada, YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesine karar verdiğini hatırlatarak, “Gün zorluklar etrafında tek vücut olma günü. Dargınlıkları, kırgınlıkları, umutsuzluğu bir kenara bırakıp 23 Haziran günü seçimlerimizi kardeşçe gerçekleştireceğiz” dedi.

Son açıklanan verilerin de ekonomideki toparlanmanın işaretlerini verdiğini belirten Oran, “Nisan ayı tüketici enflasyonu oranı yüzde 1.69 oldu. Enflasyonun bundan sonraki seyrini gösteren çekirdek enflasyonda da iyileşme görüyoruz. Buna göre yıllık yüzde 17.53’ten yüzde 16.30’a geriledi. Ekonomik güven endeksi de yüzde 3.4 arttı. Tüketici, hizmet ve imalat sanayi endekslerindeki yükseliş ekonomiye güvenin ve inancın arttığına işaret ediyor” dedi.

Oran şöyle devam etti: “19 Mayıs 1919… İstiklâl savaşının başlangıcından öte, binlerce yıllık mazimizin yeni bir sayfası. Yokluğa ve zorluklara rağmen, ayağa kalkmanın tarihi. Yedi düvelin bir araya gelip, bu topraklar üzerinde yaptığı kirli hesaplara karşı ‘dur’ diyen bir milletin gür sesi. Bizler ecdadımıza layık evlatlar olmak için üretimde, ticarette, ekonomide, yeni denizlere yelken açıyoruz. Bu vesileyle 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı tebrik ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silahla, kalemle, üretimle, bilimle, kültürle bu milleti ayağa kaldıran, taş üstüne taş koyanlara şükranlarımı sunuyorum.
Bu ay aynı zamanda çağ açıp çağ kapatan büyük bir zafer. Nasıl ki bir gemiyle Samsun’a çıkıp hürriyet savaşını zaferle taçlandırdıysak, 1453’te de karadan yürütülen gemilerle İstanbul’a kavuşmuştuk. İşte 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethedildiği bu kutlu günün 566. yılını kutlayacağız.”

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR

2020’YE KADAR NEFES ALACAĞIZ

Sultan Selim Şimşek / Ekmek, Un ve Unlu Mamuller Meslek Komitesi: Yaklaşık üç yıldan beri ekmekle ilgili bir mücadelemiz vardı. Geçtiğimiz günlerde müjdeli bir haber aldık. Bundan dolayı herkese teşekkür ederim. İnşallah 2020’ye kadar sektörümüz bu fiyatlarla nefes alacak. Umarım, ocak ayında enflasyon rakamları açıklanınca yeni fiyatları belirlemede Odamız yanımızda olur.

İHE İLE FİYATTA ANLAŞILMALI

İsa Albayrak / Perakende Ticaret Meslek Komitesi: İstanbul Halk Ekmek’in (İHE) fiyatları geçerli olduğu sürece bu fiyatlarla sektör nasıl mücadele edecek? Odun ekmeği üretiyorsanız tamam ama tünel fırınla üretilen ekmeklerle mücadele etmek mümkün değil. Kâr marjımız zaten yüzde 15, İHE’de 75 kuruşa satılan bir ekmekle nasıl mücadele edilecek? İHE’nin önünde uzun kuyruklar oluşuyor. Marketlerdeki ekmek satışı düşüyor bu vesileyle. İHE ile sektör adına, fiyatlar konusunda konuşulması gerektiğini düşünüyorum.

İHRACATA YÖNELMELİYİZ

Reha Yeltekin / Konut İnşaatı Meslek Komitesi: Her ne kadar yerli üretim ve tüketim için çalışsak da konut ve konuta dayalı üretimin tüm hammaddeleri dövizle geliyor. Satışlardaki eksiklik ve faiz yüksekliği de buna eklenince piyasa adeta kilitlendi. Dövizin oluşturduğu yan etkileri bertaraf etmemiz için kafamızı, gözümüzü ve tüm dikkatimizi yurtdışına vermemiz gerekiyor. İstanbul Ticaret Odası bu konuda çok önemli faaliyetlerde bulunuyor. MIPIM, Evim Türkiye gibi fuarlardan çok önemli olumlu geri dönüşler aldık. Yabancıya konut satışı da bizim komitemiz için çok önemli bir gündem maddesi. Kriz ortamını önleyecek hamlelerle ihracat ve yurtdışı yatırımlarına yönelmezsek 2020’de pek çok büyük inşaat firması zor günler yaşayacak.

TEKSTİLDE VE MAKİNADA YENİ YAPILANMA OLMALI

Adil Nalbant / Makina ve Ekipmanları Meslek Komitesi: 2015’te kurulan ve bu yıl 381 üyeye ulaşan SAHA İstanbul, faaliyetlerini başarı ile yürütüyor. Üye sayımızın yılsonunda 500’e ulaşmasını öngörüyoruz. Savunma sanayinin yerli ve milli fuarı da artık bir marka haline geldi. Fuarın 2020’de ikincisini yapacağız. SAHA İstanbul’a Türkiye’nin ana yapıcı ve yüklenici firmalarının tamamı üye. SAHA İstanbul; Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci en büyük kümelenmesi. 2019’da da Avrupa Havacılık Kümeler Birliği’ne kabul edildi. Geçen hafta Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı oldu. Fuarda altı projeye yer verildi. Hepsi de Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu yüksek teknoloji alanındaydı. Odamız, fuarlara destek veriyor. SAHA İstanbul’a, nisandaki kompozit fuarı JEC’te de yer verildi. Hamilik projesi de artık İstanbul’dan çıkıp ülkeye mal oldu.

Dünyada makine sektörünün büyüklüğü 2 trilyon dolar, tekstil makinelerinin bu alandaki payı 28 milyon dolar. Türkiye makine ihracatında 14 milyar dolarla 30. sırada, ithalatında 28 milyar dolarla 23. sırada. Enerjiden sonra en büyük açığı makinede veriyoruz. İthal makinelerin yüzde 70’i de Türkiye’de yapılabilir. Dünya makine ihracatında lider ülkeler, aynı zamanda genel ihracat liderleri. Yeni ekonomik programa göre makine artık stratejik sektörler arasından çıkarıldı. Bunun yerine neyi koyacağız? İhracata baktığımızda ihracatın yüzde 20’sini otomotiv sektörü karşılıyor. Tekstilde 30 milyar dolar ihracat, buna mukabil 15 milyar dolar ithalat yapıyoruz. Tekstilde ve makinede, savunma sanayiinde olduğu gibi bir yapılanma olması gerektiğini düşünüyorum.

SEKTÖR DEĞERİNİ ALAMIYOR

Ramazan Ceylan / Hayvansal Gıda Ürünleri Meslek Komitesi: Süt ve süt ürünleri, üretim, sanayi ve ticaret alanında oluşturduğu istihdam ve katma değer ile ekonomimizin en önemli sektörü. Ancak değerinin karşılığını bulamıyor. Ayrıca toplumumuzun büyük kısmı ihtiyaç duyduğu miktarda da tüketemiyor. Durum böyle iken, 1 Mayıs’tan itibaren geçerli olmak üzere, Ulusal Süt Konseyi, çiğ süt litre fiyatında yüzde 20 zam yaparak, fiyatı 2 liraya yükseltti. Bu artışın gerekçesi, süt üreticisinin zarar ediyor olmasıydı. Çünkü yem fiyatları yüksekti. 12 Nisan’da Ulusal Süt Konseyi ve süt üreticiler üst birliği ile toplantı yapıldı ve fiyat artışı kararı alındı. Ertesi günü yem fiyatları artmaya başladı. 3 haftada 3 defa zam yapılarak, süt üreticisinin cebine 1 kuruş girmemişken fiyat artışının tamamı yem fabrikalarının kasasına girdi. Yem fabrikalarının zam gerekçesi ise ithalata dayalı hammadde ve döviz kuruydu. Ülkemiz, yem üretiminde ihtiyaç duyulan bitkileri yetiştirmeye müsait iken, neden ithal ediyoruz? 10 yıl önce sektörü nasıl büyütürüz, hayvan varlığını ve ihracatı artırıp dünyadaki pazar payımızı nasıl büyütürüz diye düşünürken, bugün tam tersi oluyor. Süt üreticisi hayvanları ya kesime veriyor ya da satıyor. İşin bir de sanayi ve ticaret tarafı var. Satın alınan hammadde ve hizmetin tamamı nakit alınırken, vadeli satışlar ciddi finans yükü oluşturuyor. Çiğ süt fiyatlarının artması, fabrika ve imalathaneleri de zor durumda bıraktı. Aradaki finans boşluğunu bankalardan kredi kullanarak kapatmaya çalışan firmalarımız, yüksek faizden dolayı zarar ediyor. İTO Başkanımızdan ricamız; üretim, sanayi ve ticaretteki sıkıntılarımızın ilgili makamlarla paylaşması, çözümleyici yaklaşımla bizim adımıza talepte bulunması. Odamızın ve yönetimin, sektörümüzü bu sıkıntılı durumda yalnız bırakmayacağına, yanımızda olacağına inanıyoruz.

KOOPERATİF MEVZUATI GÜNCELLENMELİ

Hacı Demir / Mali Müşavirlik Meslek Komitesli: Daha önce PERPA’ya yönelik bir AVM uygulaması konusunda Sayın Başkanımıza sorunu iletmiştim. Bununla ilgili Bakanlıktan döndüler. Sizlere teşekkür ediyorum. Bizim AVM statüsünde olmamız konusunda onlar da yönetmelikteki eksiklikleri gördüler. Bunun üzerine gitmemiz lazım. Diğer siteleri de AVM statüsüne koyabilirler. Bu, alt yükümlülükler getiriyor. Ticaret merkezi, birden başka bir konuma kayabilir. Maliye idaresiyle de bir çalışma yaptık. KDV iadesi hepimizin yaşadığı sorun. İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı ile burada toplantı yaptık. Bu hafta içinde Yönetim Kurulu Üyemiz Levent Taş ve Adil Coşkun ile beraber sosyal güvenlik kurumu il müdürünü ziyaret ettik. Hem SGK ile ilgili bize sektörden gelen sorunları görüştük, yazılı olarak da ilettik. Kooperatifler mevzuatıyla ilgili sıkıntılar var. Özellikle PERPA, Tekstilkent, Giyimkent gibi yüksek üyeli kooperatiflerin mevzuatıyla ilgili 2010’da bir düzenleme oldu. İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nden bir kısmımız alındı, o zamanki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’na şimdiki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlandı. Ancak bakanlıktaki yetkililer, mühendis olduklarından ve yeterli bilgiye sahip olmadıklarından, genel kurullarımızda mevzuatın uygulanma farklılıklarından sorunlar yaşıyoruz.
Ticaret ve sicil birimimiz Ankara’ya iletti. İç Ticaret Genel Müdürlüğü’nün devreye girmesi için Öztürk Oran Başkanımızdan da rica ettik. Bu kooperatiflerimizle gerekirse toplantı yapıp, mevzuattan kaynaklı sorunlarımızda bize bir altyapı sağlarsanız, biz bunları size kalemler halinde dökelim. Kooperatifler mevzuatında belki güncellemeler yapmamız gerekiyor. Tekstilkent çıkmaza girdi, büyük kooperatiflerin hepsinin başında böyle bir sıkıntı var.

13 Mayıs 2019 Pazartesi

Etiketler : Gündem