Milli Savunma Bakanlığı geçtiğimiz günlerde gelişmeleri yakından takip ettiklerini açıklamıştı. Süleyman Şah Türbesi eski yerine taşınırsa bu, anıt mezarın dördüncü yer değişikliği olacak.
HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL
Türkiye’nin sınırları dışındaki tek toprak parçası olan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu, Suriye’deki siyasi gelişmelerden sonra yeniden gündeme geldi. En son Suriye’de yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle taşınan Süleyman Şah Türbesi için Milli Savunma Bakanlığı “Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Sahada uygun koşulların oluşması durumunda bu konu değerlendirilecektir” açıklamasını yaparken, gözler Türkiye’nin uluslararası hukuka göre sınırları dışındaki tek vatan toprağına çevrildi. İşte şu ana kadar üç kez yer değiştiren Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’na dair anekdotlar:
İLK TAŞINMA 1939
Asıl yeri Caber Kalesi’nde olan Süleyman Şah Türbesi’nin taşınması, ilk olarak 1939 yılında gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanan ve 1930’lu yıllarda fiziki durumu çok iyi olmayan türbe için yenileme çalışmaları başladı. Türk toprağı olan bölgeyi muhafaza etmek için görevlendirilen jandarma birliği için 1938 yılında inşa edilen Saygı Karakolu’nun yanına yeni bir türbe yapıldı ve Süleyman Şah’ın naaşı buraya nakledildi.
DİPLOMATİK SAVAŞLAR
Türkiye’nin egemenlik hakları için çok önemsediği bu bölge, iki devlet arasında zaman zaman gergin anlar yaşanmasına da sahne oldu. Suriye’nin Fırat Nehri üzerine kurduğu Tabka Barajı’ndan sonra sular altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalan türbe ve karakol, iki ülke arasında gerginliklere neden oldu. Suriye’nin bu hamlesi sonucu Türkiye de Keban Barajı’nın kapaklarını kapatarak bölgeye su akışını engelleme girişiminde bulundu. 1966 yılından 1975 yılına kadar aralıklarla süren kriz sonucunda türbe 1975 yılında ikinci kez taşındı.
YENİ BİR BARAJ KRİZİ
İlk baraj kriziyle gündem olan Süleyman Şah Türbesi, 1991 yılında Suriye’nin yeni bir baraj inşaatı başlatmasıyla yeniden iki ülke arasında diplomatik temasların sıklaşmasına neden oldu. Yapımı 1999 yılında tamamlanan ve suyla dolmaya başlaması halinde türbeye zarar vereceği ifade edilen baraj için iki ülkede Dışişleri Bakanlığı seviyesinde onlarca yazışma yapıldı. Suriye tarafı türbenin yeniden taşınmasını isterken, Türkiye baraj inşaatı esnasında bu bölgenin neden dikkate alınmadığını sorguladı. En sonunda türbe ve karakol için tahkimat yapılmasına karar verildi ve 2008 yılında güçlendirme çalışmaları tamamlandı.
NÖBET TUTAN ASKERLER
Uluslararası hukuka göre tüm haklarıyla Türkiye’nin vatan toprağı sayılan bölge, en son 2015 yılında taşınmaya sahne oldu. Suriye’de devam eden iç savaş nedeniyle hem türbeyi hem de karakolda nöbet tutan 40 askeri bölgedeki karışıklıktan korumak için Şah Fırat Operasyonu başlatıldı. Karakol ve türbe, içindeki emanetlerle birlikte Suriye’nin Eşme köyüne taşındı. Yaklaşık
10 bin metrekarelik bir toprak parçası üzerinde bulunan karakol ve türbe için dönemin Başbakan Yardımcısı Fikri Işık da “Biliyorsunuz orası Türk toprağı. Şartlar oluştuğunda Süleyman Şah Türbesi taşınacaktır” açıklamasını yapmıştı.
VATANINDA HİSSETMEK
Yazar Refik Halit Karay, 1929 yılında türbeye gittiğinde Türkiye’de olmamasına karşın kendisini vatan toprağında hissettiğini ifade ettiği güncesinde türbeyle ilgili şu tespitlerde bulunmuştu: “Türk mezarı, Elcezire ile Şamiye’nin ortasında, Türk hudutlarından uzaktadır; arada çöller, izsiz ve ıssız genişlikler var. Fakat bu bir avuç toprak eskiden Tuna üzerinde Osmanlı Devleti’ne bağlı bir bucak olarak kalan ‘Ada Kale’ gibi Türkiye arazisinden sayılır.”
SÜLEYMAN ŞAH KİMDİR?
Süleyman Şah, Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurucusu Selçuk Bey’in torunu Kutalmış’ın oğludur. Anadolu’da fetihlere başlayan Süleyman Şah, kısa zamanda Orta Anadolu üzerinden daha önce Selçuklu akıncılarının harekâtta bulunduğu Marmara Denizi yönüne hareket ederek İznik’i fethetti ve burasını temellerini attığı Anadolu Selçuklu Devleti’nin başşehri yaptı. Süleyman Şah’ın Anadolu Selçuklu Devleti’ni kurmasının ardından kalabalık Türkmen kitleleri Azerbaycan’dan Anadolu’ya gelmeye ve bu coğrafyada Türk nüfusu çoğalmaya başladı.