Salı, 05 Kasım, 2024
Anlaşmaya göre, üye ülkelerin ürünleri tek menşe kabul edilecek. Anlaşma, yeni fırsatların ve risklerin kapısını aralarken, Türkiye ile Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunan ülkelerin önemi arttı. Yeni dönemde Asya-Pasifik’te STA kozunu kullanmak gerektiği belirtiliyor.
HABER: ADEM ORHUN
Asya-Pasifik bölgesindeki 15 ülkenin imza attığı Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) anlaşması, dünyanın en büyük serbest ticaret birliğini oluşturacak. Yeni anlaşmanın, bölgede, küresel çekişmelere takılmadan ekonomik büyümeyi canlandırmaya yardımcı olacağı kaydediliyor. Özellikle Covid-19 salgınının olumsuz etkilerini giderme ihtiyacı düşünüldüğünde, ticareti canlandıracak somut bir adım olarak kabul ediliyor. Yeni ticaret bloğunun, bölgeye yatırımları artırması da bekleniyor.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’ndan (UNCTAD) yapılan açıklamada, “Anlaşma, küresel ticari gerilimlerin olduğu bir zamanda bölge içi ticaret ve yatırım bağlantılarını güçlendirebilir ve daha fazla bölgesel işbirliği için bir çerçeve sağlayabilir” denildi.
Bu değerlendirme, anlaşmanın zayıf ortakları için kalkınma anlamına geldiği gibi küresel ticarette gücün Doğu’ya geçtiği yorumlarını da destekliyor.
HANGİ ALANLAR VAR?
Çin Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına göre, RCEP mal ticareti, menşe kuralları, ticaret yardımı, hizmet ticareti, yatırım, e-ticaret, devlet alımı, telekomünikasyon, fikri mülkiyet hakları ve telif hakları gibi 20’den fazla alanı kapsıyor. Üye ülkeler arasındaki gümrük vergilerinden bazıları sıfıra düşecek, bazıları ise 10 yıl içinde adım adım sıfırlanacak. Belirlenecek ortak ticaret kuralları ile ticaretin kolaylaştırılması, tarife dışı engellerin kaldırılması, lojistik kolaylaştırmalar gibi uygulamalarla grup ülkeleri arasında ticaretin etkinleştirilmesi hedefleniyor.
Anlaşma, imzacı devletlerin kendi içlerinde de kabul edilmesi halinde yürürlüğe girecek. Böylece 15 ülkenin ürünleri tek menşe kabul edilecek. Uygulama başlayınca, imzacı ülkelerin birbirlerine karşı gümrük duvarlarını indirmesi, bölgede tek belgeyle ticaret ve eşyanın daha kolay hareket etmesi gibi hedefler pratik kazanacak.
RAHAT TİCARET
Hindistan, gümrük duvarları indirildiğinde Çin mallarının ülkedeki yerel üreticileri boğacağı endişesiyle son anda anlaşmaya dahil olmaktan vazgeçti. Fakat ekonomisi Hindistan’dan daha güçlü olmayan birçok ülke ise yeni blokta yer almaktan çekinmedi. Çünkü bu ülkeler için muhtemel avantajlar ve teşvikler, risklerden daha fazla. Anlaşma, Trump döneminde, ABD-Çin çekişmesinin olumsuz yansımalarından sıyrılmak isteyen komşuları için ‘rahat çalışma alanı’ anlamına da geliyor.
AB VE ABD
Diğer yandan anlaşmanın Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik hakimiyetini artıracağı öngörülürken, ABD ve Avrupalı şirketleri serbest ticaret bölgesinin dışında bıraktığı belirtiliyor.
Bununla birlikte ticaretin geçer akçe olduğu gerçeği de değişmiyor. Çin Başbakanı Li Keqiang, geçen yıl RCEP müzakereleri sürerken yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği ve Çin, birbirinin en büyük ticaret ortağıdır.
İki taraf da anlaşmazlıkları çözmek konusunda deneyim kazanıyor. Çin-AB ilişkileri sadece iki taraf için değil, dünya için yararlı” demişti. Yeni bölgesel anlaşmayla birlikte Çin Başbakanının sözlerinin geçerliliğini koruduğuna dikkat çekiliyor.
Anlaşma, Türkiye açısından ise imzacı ülkeler büyük ticaret ortakları olduğu için kritik öneme sahip. Türkiye’nin, anlaşmaya dahil olan ülkelerden üçüyle Serbest Ticaret Anlaşması (STA) bulunuyor.
Bu ülkeler Malezya, Güney Kore ve hali hazırda sıfır gümrük tecrübesiyle küresel ticaret noktası olan Singapur. Özellikle bu ülkelerle STA imkanlarından olabildiğince faydalanmak ve bölge pazarlarına girişte de bu ilişkileri kullanmak daha çok önem kazanacak.
TÜRKİYE YAKIN TAKİPTE
Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP), Türkiye’yi de yakından ilgilendiriyor. 2021 Yılı Bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda anlaşma hakkında konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, anlaşmanın, bütün ülkelerde onaylanmasının ardından yürürlüğe gireceğine dikkat çekti. Pekcan, “Söz konusu anlaşmanın ülkemize olan etkileri ile barındırdığı tehdit ve fırsatları yakından izlenmekte olup, tarife listelerinin açıklanmasıyla Bakanlığımız diğer bakanlıklarla beraber koordinasyon içinde ayrıntılı bir çalışma yapabilecektir” diye konuştu.
ÇİN’DEN İTHALATA TEŞVİK
Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, 2018’de yaptığı açıklamada, Çin’in ithalat potansiyelini artırmak için piyasaya giriş kısıtlamalarını gevşetmeyi sürdüreceğini ve dünyanın bir numaralı ticaret ortamını oluşturmak için çabaladığını belirtti. Cumhurbaşkanı Xi, dışa açılmada yeni bir seviyeye çıkılacağını, ikili ve çok taraflı işbirliğinin derinleştirileceğini vurguladı.
İTHALAT BASKISI YOĞUN
Doç. Dr. Oğuz Demir (İstanbul Ticaret Üniversitesi İngilizce İktisat Bölümü Öğretim Üyesi): ABD’nin bundan sonraki süreçte dünya ticaretinde bu hamleye karşı yeni yönetimle nasıl tepki vereceği önemli. Biden yönetiminin, Obama döneminde başlayan ve Trump’ın iptal ettiği projeleri yeniden başlatması zor görünüyor. Ancak önümüzdeki dönemde alternatif arayışlar içerisine gireceği de neredeyse kesin gibi.
İşte bu noktada Türkiye’nin de karşısına farklı fırsatlar ve tehditler çıkıyor. Türkiye’nin halihazırda STA yapmış olduğu RCEP ülkeleri üzerinden bölgeye olan ticaretini artırabilme fırsatı söz konusu. RCEP’in önemli başlıklarından birinin menşe ile ilgili olması bu noktada bir avantaj sunuyor.
LOJİSTİK HACMİ
Öte yandan; benzer şekilde yine aynı kural çerçevesinde Türkiye’nin bu bölgelerden yaptığı ithalatın da hacminin artması mümkün. Dolayısıyla dış ticaret hacminde önemli bir artış görebiliriz. Bu da lojistik başta olmak üzere birçok sektörde daha fazla iş hacmi olabileceğine işaret ediyor.
DENGEYE DİKKAT
Ancak halihazırda RCEP’e dahil olan ülkelerin neredeyse hemen hemen hepsiyle dış ticaret açığı veriyor olmamız, bu noktada zayıf bir yön olarak karşımıza çıkıyor. 2019 yılı rakamlarıyla 6 milyar doların üzerinde ihracat yaptığımız bu ülkelerden ithalatımız ise 30 milyar dolara ulaşıyor. Bu noktada Türkiye’nin RCEP ülkeleri ile dış ticaret hacminin artması muhtemel olsa da burada ithalatın ihracattan daha fazla artması riskiyle karşı karşıyayız.
Türkiye’nin, ASEAN ülkelerine ve Uzak Asya’ya daha fazla ihracat yapabilmesine yönelik stratejiler ve yeni ticaret heyetleri ile bu süreçte daha aktif olması önemli.
MERKEZ DOĞU’YA KAYIYOR
Dr. Uğur Yasin Asal (İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı): ASEAN ülkelerinin bölgesel ve küresel ekonomik rekabetçiliğini koruma ve artırma amacı taşıyan bu ortaklık anlaşmasının, yükselen piyasa ekonomilerinin üçüncü ülkelere karşı dış ticaret rekabetçiliğini ön plana aldığı görülüyor.
Çin ve ABD arasında devam eden küresel ticaret savaşları ve Covid-19 salgınının ortaya çıkarttığı bu uluslararası düzen, RCEP anlaşmasının imzalanma sürecini hızlandırdı. Bölge ülkelerinin, küresel ticarette artan risk ve kırılganlıklara karşı ön alma ve krizi derinleşmeden engelleme çabası içerisinde olan bu anlaşmanın, Doğu-Batı ekseninde oluşan güç dengesine Doğu merkezli pozitif bir ivme kazandıracağı öngörülüyor.
GÜMRÜK VERGİLERİ
RCEP anlaşmasının Türk iş dünyasına yönelik pozitif ve negatif etkileri söz konusu olacak. Bölgesel ortaklıkların derinleşmesi ve kurumsallaşması haline gelen RCEP’in, bölge dışındaki bir ülke olarak Türkiye’ye olası ek gümrük vergileri getirme ihtimali oldukça yüksek. Diğer taraftan, Türkiye’nin RCEP anlaşmasına imza atan 10 ülke ile ikili ve yeni nesil, çok taraflı serbest ticaret anlaşması geliştirme süreci, RCEP dışında kalan ülkelere yönelik etkileri azaltacak ve kademeli olarak RCEP ülkeleri ile dış ticaret merkezli yeni ortaklıkları beraberinde getirecek.
30 Kasım 2020 Pazartesi
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı