Amerikalıların kredi kartı borcu rekor seviyeye ulaştı

ABD'de enflasyon ve yükselen faiz oranlarının etkisiyle hane halkının üzerindeki finansal stres artarken, kredi kartı borçlarının tutarı geçen yılın son çeyreği itibarıyla rekor seviyeye yükseldi.

Giriş: 07.02.2024 - 12:42
Güncelleme: 17.12.2024 - 22:35


ABD Merkez Bankası (Fed) New York Şubesi'nin Hane halkı Borcu ve Kredi Raporu'na göre, ABD'de hane halkı borcu geçen yılın son çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,2 artarak 17,5 trilyon dolara ulaştı.

 

Ülkede hane halkı borcunda en yüksek payı konut kredileri almaya devam ederken, Amerikalıların en çok borçlandığı diğer kalemlerden biri olan kredi kartı borçlarındaki artış dikkati çekti.

 

Amerikalıların kredi kartı borcu, geçen yılın dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla 50 milyar dolar (yaklaşık yüzde 5) artarken, yıllık bazda ise 143 milyar dolarlık (yaklaşık yüzde 15) artış kaydetti.

 

Ülkede hane halkının kredi kartı borcu, geçen yılın son çeyreğinde 1 trilyon 129 milyar dolarla rekor seviyeye ulaştı.

 

Söz konusu dönemde kredi kartı temerrüt oranlarında da artış görüldü.

 

New York Fed Ekonomik Araştırma Danışmanı Wilbert van der Klaauw, verilere ilişkin değerlendirmesinde, kredi kartı ve taşıt kredilerinde temerrüt oranının hala Kovid-19 salgını öncesi seviyelerin üzerinde arttığını, bunun özellikle genç ve düşük gelirli haneler arasında artan finansal strese işaret ettiğini belirtti.

 

KREDİ KARTI BORCU 2021'İN BAŞINDAN BU YANA YÜZDE 46'NIN ÜZERİNDE ARTTI

 

Bankrate Kıdemli Endüstri Analisti Ted Rossman, büyük ölçüde güçlü iş gücü piyasası ve salgından kaynaklanan bastırılmış talep sayesinde tüketici harcamalarının güçlü olduğunu söyledi.

 

Rossman, kredi kartı borcunun 2021'in başından bu yana yüzde 46'nın üzerinde arttığını belirterek, "Son birkaç yılda kredi kartı bakiyelerini yukarı çeken en büyük faktörlerin yüksek enflasyon ve yüksek faiz oranları olduğuna inanıyorum." dedi.

 

Kredi kartı sahiplerinin her ay tam ödeme yapıp yapmamalarının önemli olduğuna işaret eden Rossman, borçlarını tam ödeyen kart sahiplerinin yaklaşık yarısı için faiz oranlarının pek önemli olmadığını ancak diğer yarısının kolaylıkla pahalı bir borç döngüsü tuzağına düşebileceğini aktardı.

 

Rossman, kredi kartı borcu olan her 10 kişiden yaklaşık 6'sının en az bir yıldır borçlu olduğunu belirterek, uzun vadede yüzde 20'nin üzerinde faiz ödemenin önemli bir kümülatif etkisi olduğuna dikkati çekti.

 

KREDİ KARTI BAKİYELERİNİN ARTMAYA DEVAM EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM

 

Son iki yılda kredi kartı borçlarında olağanüstü yüksek bir artış görüldüğünü ve bunun sürdürülebilir olmadığını aktaran Rossman, nakit kullanımı azalmaya devam ederken ekonomik büyüme, nüfus artışı ve daha fazla kart kullanımı nedeniyle kredi kartı borçlarının da zamanla artmasını beklediklerini ifade etti.

 

Rossman, şunları kaydetti:

 

"Kredi kartı bakiyelerinin artmaya devam edeceğini düşünüyorum, ancak daha yavaş bir hızda. Son iki yılda kaydedilen yüzde 15'lik yıllık büyüme rakamları sürdürülebilir görünmüyor. Ancak artan kredi kartı bakiyeleri, artan tüketici harcamalarını, ekonomik faaliyetleri, nüfus artışını, e-ticaret ve nakit paranın azalması nedeniyle daha fazla kart kullanımını yansıtabilir. Yani her şey o kadar da kötü değil. Günün sonunda iş hane düzeyine iniyor. Onları nasıl kullandığınıza bağlı olarak yararlı ya da tehlikeli."

 

ENFLASYON VE DİĞER EKONOMİK OLUMSUZLAR KREDİ KARTLARINA BEL BAĞLAMAYA ZORLADI

 

LendingTree Kredi Başanalisti Matt Schulz da ABD'de kredi kartı sahipleri için çok zor bir yıl olduğunu söyledi.

 

Schulz, "İnatçı ve artan enflasyon ile diğer ekonomik olumsuzlukların birleşimi, Amerikalıların zaten düşük olan finansal hata marjını sıfıra indirdi ve kişileri geçimlerini sağlamak için kredi kartlarına bel bağlamaya zorladı." dedi.

 

Kredi kartı borcunun her zaman bir zorluk belirtisi olmadığına dikkati çeken Schulz, "Bu aynı zamanda insanların kısa vadeli borç almaktan çekinmediği, çünkü borcunu hızlı bir şekilde ödeyebileceklerini bildikleri bir güven işareti de olabilir." diye konuştu. Schulz, ancak son zamanlarda kredi kartı borçlarındaki artışın ana itici gücünün daha çok zorluklarla ilgili olduğunu düşündüğünü belirtti.

 

KREDİ KARTI BORCUNUN EKONOMİ ÜZERİNDE CİDDİ ETKİSİ OLABİLİR


Kredi kartı borcunun ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi olabileceğini kaydeden Schulz, şöyle devam etti:

 

"İnsanlar kart borcuyla boğuşurken, bu durum onların acil durum fonu oluşturmak, emeklilik için birikim yapmak, üniversite veya mortgage (konut kredisi) peşinatı ödemek, küçük bir işletme kurmak ve hatta rüya gibi bir tatile çıkmak gibi hedeflere ayıracak fazladan paraya sahip olmadıkları anlamına gelir. Bütün bunların insanların kişisel mali görünümleri üzerinde etkisi olduğu gibi, aynı zamanda bir bütün olarak ekonominin beklentileri üzerinde de etkisi var."

 

Schulz, kredi kartı sahipleri için 2024 yılının son birkaç yıldan daha iyi olacağına dair iyimser olmak için nedenler bulunduğunu belirterek, enflasyonun zirve yaptığını ve faiz oranlarının gelecek 6 ay içinde düşmeye başlamasının muhtemel olduğunu aktardı.

 

Schulz, gelecek birkaç ayın, temerrütlerin artması, enflasyonun inatçı kalması ve faiz oranlarının henüz düşmemesi nedeniyle zorlu olabileceğini dile getirdi.

Kredi kartı borcunun ekonomi üzerinde ciddi bir etkisi olabileceğini kaydeden Schulz, şöyle devam etti:

 

"İnsanlar kart borcuyla boğuşurken, bu durum onların acil durum fonu oluşturmak, emeklilik için birikim yapmak, üniversite veya mortgage (konut kredisi) peşinatı ödemek, küçük bir işletme kurmak ve hatta rüya gibi bir tatile çıkmak gibi hedeflere ayıracak fazladan paraya sahip olmadıkları anlamına gelir. Bütün bunların insanların kişisel mali görünümleri üzerinde etkisi olduğu gibi, aynı zamanda bir bütün olarak ekonominin beklentileri üzerinde de etkisi var."

 

Schulz, kredi kartı sahipleri için 2024 yılının son birkaç yıldan daha iyi olacağına dair iyimser olmak için nedenler bulunduğunu belirterek, enflasyonun zirve yaptığını ve faiz oranlarının gelecek 6 ay içinde düşmeye başlamasının muhtemel olduğunu aktardı.

 

Schulz, gelecek birkaç ayın, temerrütlerin artması, enflasyonun inatçı kalması ve faiz oranlarının henüz düşmemesi nedeniyle zorlu olabileceğini dile getirdi.