Cumartesi, 23 Kasım, 2024
Almanya’daki yaşlanan nüfus nedeniyle firmaların mirasçıları giderek azalıyor. Alman firmaları bu nedenle yeni ortaklıklar, satın alma ve şirket devirlerine yöneliyor. Bu model, bugüne kadar kendini ispatlamış ve sermayeye sahip Türk girişimcilerin Almanya’da kalıcı olması için önemli bir fırsat.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dr. Markus Slevogt, ortak girişim modeliyle Türk ürünlerinin ürün kalitesi ve navlun gibi avantajlarla hem AB hem de dünya pazarlarında daha kolay yaygınlaşabileceğini söyledi. Dr. Slevogt, Almanya ve Türkiye’nin bu model sayesinde üçüncü ülkelere açılabileceğini ve AB pazarında ana tedarikçi olarak kalıcı olabileceğini belirtti.
HABER: BARIŞ CABACI
Almanya’da yaklaşık 2 milyon 800 işletme bulunuyor. Bunların 110 bini ise Avrupa Birliği (AB) pazarında daha kalıcı olmak isteyen Türk girişimcilerin firmaları. Bugün sanayiden turizme, iletişimden gıdaya farklı sektörlerde yatırımları bulunan birçok Türk firması, daha da büyümek istiyor. Dünyada ise pazar hakimiyeti için yeni trend ortak girişimler… Bu yöntem, özellikle ABD ve Çin tarafından tercih ediliyor. Almanya’nın varisi olmayan şirketleri dikkate alındığında ortak girişim modeli büyük bir fırsat olarak görülüyor. Çünkü bu firmaların çoğunun devir, birleşme veya ortaklık yoluna gitmesi bekleniyor.
ÖNCÜ TÜRK ŞİRKETLERİ
Türkiye, ihracatının yüzde 50’sine yakınını AB ülkeleriyle gerçekleştiriyor. Almanya ise AB ile ticarette en büyük paya sahip. Bu büyümeyle birlikte bazı Türk firmaları dünyadaki yeni trende, yani ortak girişim modeline yönelmeye başladı. Getir’in İspanya’daki hızlı market teslimatı firmasını satın alması, Trendyol’un da büyük bir hissesini alan Çin firması Alibaba buna örnek gösteriliyor.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) Başkanı Dr. Markus C. Slevogt da ortak girişim modelinin, Almanya ve AB pazarına girmenin en hızlı, en güvenli ve en kalıcı yol olduğunu söyledi.
EKONOMİYİ DE GELİŞTİRİYOR
İstanbul Ticaret’e görüşlerini açıklayan Dr. Slevogt, Türk firmalarının Almanya’daki firmalarla işbirliği yaparak mevcut müşteri ağından ve Alman firmalarının marka altyapısından faydalanması gerektiğinin de altını çizdi. Dr. Slevogt, şöyle konuştu: “Ortak girişim modeli, Türk firmalarına birçok avantaj sağlarken, birçok dezavantajı da beraberinde getiriyor. Bu model, bir araya gelmek isteyen iki farklı iş kültürünün birleşmesinden kaynaklanıyor. Bu, en büyük dezavantaj diyebilirim. Ayrıca söz konusu firmaların uluslararası niteliğine, geçmişine ve hedeflerine dikkat edilmesi gerekiyor. Nasıl bir oluşuma girdiğinizi bilmeniz için optimal bir durum tespiti yapılması da çok önemli. İşbirliği ve firma devir almaya dayalı ortak girişim modeli, ülkelerin ekonomik olarak gelişmesini de kolaylaştırıyor. Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası olarak bizim için ortak girişimler, vizyonumuzu ve misyonumuzu da yansıtan mükemmel birer sembol. Bu nedenle, mevcut ve karşılıklı oluşacak Türk-Alman ortak girişimlerinden çok memnunuz ve bu tür projeleri desteklemekten mutluluk duyuyoruz.”
PAZARLARA BİRLİKTE AÇILALIM
Türkiye ve Almanya arasındaki köklü ilişkilerin temelinden hareketle üçüncü ülkelere yönelik işbirliği oluşturulması gerektiğini belirten AHK Başkanı Dr. Markus Slevogt, böylelikle iki ülke ihracatının artacağını ve katma değeri yüksek ihracatın gerçekleşeceğini vurguladı. Ayrıca iki ülke ekonomilerinin sürdürülebilir büyüme yakalayacağına dikkat çeken Dr. Slevogt, ‘farklı modeller’ oluşturarak işbirliğinde yüksek verimin sağlanacağını kaydetti.
AFRİKA PAZARI
Afrika pazarının, Türk ve Alman girişimcileri için önemli bir örnek olduğunu belirten Dr. Slevogt, şöyle konuştu: “Afrika, girişimciler için dinamik bir yer, birçok fırsatlar sunuyor ve canlı bir kültüre sahip. Türkiye gelecekte önemli bazı sektörlerde Almanya ile ortaklık yapmak isterken, Almanya tarafından da bunun gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türk ürünlerinin kalitesiyle pazarlardaki işbirliklerinin de daha verimli olacağından eminim. Afrika’daki hızlı kentleşme, acil mesken, altyapı ve elektrik ihtiyacının karşılanması gerekiyor. Proje bazında bakıldığında ise buradaki en değerli projeler, genellikle 50 milyon dolar ve üstü. Ancak, bu projelerin çoğu da bütçe aşımına uğruyor. Bu bağlamda, Alman ortaklarıyla Türk müteahhitler ve enerji şirketleri, komplike inşaat projeleri için bilgi odaklı çözümler sunmanın yanı sıra projeleri bütçesi ve süresi içinde tutabilir. Elbette, iki ülkenin Eximbank’larının altyapı projeleri için finansman seçenekleri önererek vereceği destek de önemli. Türk ve Alman şirketleri ve ilgili kuruluşları, fırsatları tespit etmek, ülkeler arasında seçim yapmak ve işbirliğinin yapısına dair fikir birliğine varmak için bir araya gelmeli.”
TÜRK STARTUPLARI BEKLİYORUZ
Almanya’da, Türk startup ve unicorn firmalarının Alman pazarına girişinin memnuniyetle karşılandığını ve sayılarının artması gerektiğini söyleyen Dr. Slevogt, Türk şirketlerini organize kuruluş süreci esnasında hem zorlukların hem de fırsatların beklediğini dile getirdi.
UNİCORNDA FIRSAT VAR
Son dönemde Türkiye’deki unicornların gözle görülür bir şekilde arttığına dikkat çeken Dr. Markus Slevogt, Türk startupların modern fikirler, süreçler, hizmetler ve ürünleriyle Almanya pazarında tanınması gerektiğini belirtti. Dr. Slevogt, ”Genç tüketici grupları, dijital çözümleri ve süreci hızlı bir şekilde benimsiyor. Türk startupları ve unicornları, Almanya üzerinden Avrupa’ya ve dünyaya açılma şansını da artırabilir” dedi.
YEŞİL ENERJİYİ DEĞERLENDİRELİM
Almanya’da 3 milyona yakın işletme var. KOBİ’lerin oranı, toplamda tüm firmaların yüzde 99’undan fazlasını oluşturuyor. KOBİ’lerin 578 binden fazlası, motorlu araçların bakımı ve onarımı dahil otomotiv alanında faaliyet gösteriyor. Özellikle enerji tedariki alanında KOBİ’lerin oranı yüzde 4.4 ile toplam ciro içinde oldukça düşük. Bu nedenle Almanya’daki hedef sektörlerin başında enerjinin geldiğini vurgulayan Dr. Slevogt, bu alandaki fırsatların da değerlendirilebileceğine dikkat çekti.
ALMANYA’DAKİ KOBİ PROFİLLERİ
Almanya Federal İstatistik Ofisi’ne göre ülkedeki KOBİ’lerin profili şöyle:
Mikro işletmeler: Maksimum 9 çalışana sahip ve cirosu maksimum 2 milyon Euro olan işletmeler
* Küçük işletmeler: Maksimum 49 çalışana sahip, cirosu maksimum 10 milyon Euro olan ve mikro işletme sınıfında olmayan işletmeler
* Orta ölçekli işletmeler: Maksimum 249 çalışana sahip ve cirosu maksimum 50 milyon Euro olan ve küçük işletme sınıfında olmayan işletmeler
900 ÜYESİ MEVCUT
AHK Türkiye’nin 5 ana grupta yaklaşık 900 üyesi bulunuyor. Ana gruplarda sektörlerin ağırlıkları ise şöyle:
* %30: Sanayi ve imalat
* %24: Motorlu taşıt satışı, servis
* %15: Bilimsel ve teknik hizmetler
* %6: Kamu idaresi, savunma ve sosyal güvenlik
* %5: Ulaşım ve depolama
* %20: Diğer
İŞBİRLİĞİNDE FIRSAT ALANLARI
Yiyecek ve tarım, enerji, altyapı, inşaat ve müteahhitlik, yapı malzemeleri, sağlık, dayanıklı tüketim malları ve makinalar, otomotiv yan sanayi.
20 Eylül 2021 Pazartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi
23 Kasım 2024 Cumartesi