Salı, 05 Kasım, 2024
HABER: ADEM ORHUN
Dünya Bankası, “Orta Gelir Tuzağı” (Middle income trap) tanımını, ilk kez 2007 yılında yayımladığı raporda kullandı. Bu tanım adeta Türkiye’nin ‘daha fazla büyüyememe’ hikayesinin de aynasıydı. Orta gelir tuzağı, kişi başına 1000-12000 dolar gelir aralığı esas alındığında, Türkiye’nin onlarca yıldır yaşadığı durumu yansıtıyor. Bir başka ifadeyle Türkiye bulunduğu ligde patinaj çekiyor. Üst lige çıkmak için de ‘katma değerli ürün’ imalatı anahtar rol üstleniyor. Katma değer için ise yüksek teknolojili ürün üretmek gerekiyor.
İMALAT SANAYİSİ
Gelişmişlik seviyesi ve milli gelir için, pahada ağır gelen sanayi ürünlerinin üretimdeki payı ön plana çıkıyor. Türkiye ekonomisi milenyumdan itibaren birçok dalgalanma yaşadı. Sanayileşme hedeflerine rağmen üretim yapısı, sanayileşme hedefinden daha farklı evrilirken, yabancı sermayenin büyük bir kısmı hizmet sektörünü tercih etti. Böyle olunca da imalat sanayinin milli gelir içindeki payı yüzde 24’ten geçtiğimiz yıllarda yüzde 15’e kadar geriledi. Ancak özellikle son iki yılda bu erimeyi durduracak yeni adımlar atıldı.
TEKNOLOJİ ODAKLI
Geçtiğimiz yıl mevzuatta yüksek teknolojili üretimi teşvik eden özel destek unsurları ilan edildi. Resmi Gazete’de 7 Ağustos’ta yayımlanan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi ardından, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, makina sektörü için öncelikli ürün listesini ilan etti. Kasım ayında da bu listedeki ürünlerin üretimine yönelik yatırım başvuruları alındı. Bu başvuruların sonuçları yılın ilk çeyreğinin sonunda açıklanacak. Yeni ürün listeleri de yakında yayımlanacak.
ÖRNEK TEŞVİK
Hamle kapsamında bir karar da Türkiye’nin elektrikli otomobilinin tanıtıldığı 27 Aralık 2019’da yayımlandı. “Bursa İlinde Yapılacak Olan Elektrikli Otomobil Üretim Tesisi Yatırımına Proje Bazlı Devlet Yardımı Verilmesine İlişkin Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar” aslında elektrikli otomobil yatırımına ilişkin karar olmakla birlikte, yüksek teknolojili ürün üretimine yönelik yatırımların destekleneceği yönünde kararlılık perçini olarak nitelendiriliyor.
OECD dokümanlarına göre yüksek teknolojili ürün ihracatı, yüksek katma değerli ürün anlamına geliyor. Bu da ülkenin sürdürülebilir refah artışı için kritik öneme sahip. Son çeyrek yüzyılda teknoloji yoğun ürünler üreten sektörlerin ve ülkelerin küresel dış ticaretteki payı hızla arttı.
YÜKSEK TEKNOLOJİ İHRACATI
Dünya Bankası’nın 2018 raporlarına göre, küresel yüksek teknolojili ürün (YTÜ) ihracatının, yüzde 78’ini gelişmiş 11 ülke gerçekleştiriyor.
Listede ilk sırada Çin, Almanya ve ABD var. Bunları takip eden ülkeler ise Singapur, Güney Kore, Fransa, Japonya, İngiltere, Malezya, İsviçre ve Hollanda.
DIŞ DENGE
Toplam milli hasıla içinde sanayinin payını yükseltmeye çalışan Türkiye ise yüksek teknolojili ürün hedeflerine yeterince yaklaşamadı. TÜİK verilerine göre, 2013-2018 yılları arasında, Türkiye’nin yüksek teknolojili ürün ihracatı 25 milyar 826 milyon dolar oldu. Ancak bu kategoride yapılan ithalat 133 milyar 459 milyon dolara ulaştı. Sadece bu alanda 5 yılda ticaret açığı 107 milyar 633 milyon dolara yükseldi.
Yine TÜİK verilerine göre, imalat sanayi ürünleri içindeki yüksek teknoloji sınıfındaki ürünlerin 2012 yılında yüzde 3.0 olan payı, 2013 yılında yüzde 2.7’ye geriledi. Önceki yıla kadar da bu oran yaklaşık yüzde 3 seviyesinde kaldı.
İHA İHRACATI UÇUŞA GEÇİRDİ
Kamunun, yüksek teknolojili ürün kategorisinde yatırım, üretim ve ihracat oranını artırmaya yönelik çabaları sonuç vermeye başladı. Özel sektörün, girişimcilerin ve startup’ların teknoloji geliştirme üslerinde daha fazla yer almasıyla önemli bir potansiyel oluştu. Nitekim, önceki yıl, ay bazında yüzde 4.2’ye kadar çıkan oran, daha da yükseldi. Kasım ayında yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 4.7’ye çıktı. Bu ivmelenmedeki itici gücün Ukrayna ve diğer ülkelere yapılan silahlı insansız hava aracı ihracatından kaynaklandığı bildirildi.
KURALLAR DEĞİŞİYOR
Şimdi benzeri bir etkinin, elektrikli otomobil teknolojileri ile vücut bulması bekleniyor. Zira Türkiye’nin Otomobili Gelişim Grubu’nun (TOGG) tanıtımını yaptığı elektrikli otomobilin doğuracağı etkinin, sektörü de ekonomiyi de değiştireceği ifade ediliyor. Elektrikli otomobilin tanıtım konuşmasına “Dünyada oyunun kuralları değişiyor” diyerek başlayan TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, şöyle devam etti: “Otomobil akıllı bir cihaza dönüşüyor. Fikri mülkiyeti yüzde 100 bizim olan bir otomobilden bahsediyoruz. 15 yıl içinde 5 modelimiz olacak. Neden SUV’u seçtik? Dünyanın en büyük segmenti. Yüzde 95’i ithal olan bir segment. Bataryasını sıfırdan geliştirdik. Aracın holografik asistanı var.”
YÜKSEK GELİR
Bu açıklamadaki birçok sözcük, hangi ürünlerin katma değer üreteceğini de gösteriyor. Model tasarımı, akıllı cihaz, batarya, holografik asistan… Türkiye, küresel otomobil markalarının önemli bir üretim merkezi. Ancak artık geleneksel parçaların üretim ve montajından daha fazla gelir getiren bir modele ihtiyaç var.
Dünya artık, egzozu olmayan ve çevreyi kirletmeyen otomobiller dönemine adım attı. Hatta 2030 yılına kadar elektrikli araç dönüşümünün tamamlanması bekleniyor. Türkiye’nin elektrikli otomobil tanıtımının ardından gelen haberler, birçok küresel firmanın, elektrikli model planlarını da 1-2 yıl öne çektiğini gösteriyor.
HEM TASARIM HEM YAZILIM
Yerli elektrikli otomobile giden yolda batarya teknolojileri geliştirmek, akıllı sistemler üretmek, otonom sistemler ve bağlanabilirlik için milli yazılım yapmak, katma değeri sağlayacak önemli unsurlar. Zira aracın sadece şasisini yapıp üzerine bataryayı, ithal güç ünitesini ve elektronik parçaları yerleştirmek, geleneksel montaj endüstrisinden çok da farklı olmayacak. Bu noktada elektrikli otomobil, sanayiyi de üretim yapılarını da değiştirecek. Endüstrinin teknolojik kapasitesi, yüksek teknolojili ürün ihracatını belirleyen en önemli değişkenlerden biri. Burada teknoloji öncelikli tesis yatırımı yapacak iş adamlarının yanı sıra; tasarım ve yazılım yapan mühendislere ve startup’lara da çok büyük katma değer üretme, çok daha fazla kazanma fırsatı doğdu.
BEŞERİ SERMAYE, PATENT VE TASARRUFLAR
Yüksek teknolojili ürün ihracatçısı olan ülkelerde önemli faktörlerden biri beşeri sermaye. Sanayi ve teknoloji alanında doktora derecesine sahip insan sayısı ile Ar-Ge personeli sayısı, gelişmişlik seviyesinde öne çıkan unsurlardan biri. Patent başvuru sayısı ile dışa açıklık da benzeri şekilde önemli değişkenler. Diğer bir faktör de tasarruf. Tasarruf ve sanayi sektörü katma değer değişkenlerinin yüksek teknolojili ürün ihracatında önemli paya sahip olduğu kaydediliyor. Nitelikli üretim kapasitesinin artması için yurt içi tasarrufların katma değeri yüksek alanlarda yatırıma dönüşmesi gerekiyor.
07 Ocak 2020 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı
05 Kasım 2024 Salı