ABD dolarının geleceği ve Çin’in RMB’si! Fatih Oktay yazdı...

İstanbul Ticaret Gazetesi yazarı Fatih Oktay, ABD dolarının 1973'ten bu yana en büyük 6 aylık değer kaybını yaşadığını belirterek, bu durumu Trump politikaları sonrası yatırımcıların "dolardan kaçışının" bir yansıması olarak değerlendirdi. Oktay, Çin'in bu süreçte kendi parası RMB'yi bir alternatif olarak hazırladığını ve dolara alternatif arayışının "gerçekleşmeye başlıyor olabileceğini" ifade etti.

Giriş: 11.07.2025 - 11:09
Güncelleme: 11.07.2025 - 11:09
ABD dolarının geleceği ve Çin’in RMB’si! Fatih Oktay yazdı...

İstanbul Ticaret Gazetesi yazarı Fatih Oktay, bu haftaki yazısında ABD dolarının geleceğini ve Çin'in parası RMB'nin konumunu ele aldı. Doların yılın ilk yarısında yüzde 11'e yakın değer kaybettiğini ve bunun 1973'ten bu yana en sert düşüş olduğunu belirten Oktay, bu durumu yatırımcıların ABD ekonomi politikalarına yönelik endişeleri ve Trump'ın gümrük vergisi hamleleri sonrası "dolardan kaçışına" bağladı. Oktay, yabancı yatırımcıların ABD tahvillerini satarak Avrupa ve Asya piyasalarına yöneldiğini, bu esnada Çin'in RMB'yi uluslararası bir para birimi yapma yönündeki adımlarının önem kazandığını vurguladı.


Fatih Oktay'ın yazısı şöyle:


ABD dolarının geleceği ve Çin’in RMB’si
ABD doları, bu yılın ilk yarısında diğer gelişmiş ülke paralarına karşı yaklaşık yüzde 11 değer kaybetti. Bu, 1973 yılında doların altın karşılığının kaldırılması ve ülkenin ticaret açıklarının kapanması için diğer ülkelerin paralarını dolara karşı değerlendirmeye zorlanmasından bu yana en büyük 6 aylık değer kaybı oldu.


ABD DOLARI VE YABANCI YATIRIMCILAR
Yılın ilk aylarındaki farklı nedenlerden kaynaklanıyordu ama nisan ayı başında Trump’ın tüm dünya ülkelerine gümrük vergisi artışları açıklamasından sonraki düşüş büyük ölçüde dolardan kaçışın yansımasıydı. Açıklamanın ardından hisse senedi borsalarında düşüş, dolarda değer kaybı ve devlet tahvili piyasa faizlerinde yükseliş başladı. Özellikle ABD devlet tahvillerinin büyük bir bölümünü ellerinde tutan yabancı yatırımcılar, ABD tahvillerini satıp dolardan çıkıp Avrupa ve Asya piyasalarına yöneliyordu.


Yabancı yatırımcıların bu güçlü tepkisinin ardında ABD ekonomisi ve ekonomi politikaları ile ilgili endişeler vardı. ABD kamu borçları, ülke GSYH’sinin yüzde yüzü düzeyine ulaşmış, hazinenin tahminlerine göre 2050 yılında yüzde 200’ün üzerine çıkacak. Trump, bir yandan NATO’dan Dünya Ticaret Örgütü’ne, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası kurduğu uluslararası düzenin ögelerini ortadan kaldıracak politikalar izliyor, bir yandan da merkez bankası başkanını hakarete varan sözlerle faiz indirimine zorluyor. Bunlara Trump’ın ekonomi baş danışmanının bu göreve gelmeden önce ortaya koyduğu yol haritası eklenince yatırımcılar için korkutucu senaryolar ortaya çıkıyordu. Bu yol haritası, diğer dünya ülkelerinin, yüksek gümrük vergileri ve ABD güvenlik şemsiyesinden dışlanma tehdidi ile paralarını dolara göre değerlendirmeye zorlanmasını öngörüyordu. Trump’ın gümrük vergisi açıklamalarının bu yol haritasının ilk adımlarına uyması, yatırımcıları ürkütmeye yetmişti.


RMB’NİN ULUSLARARASILAŞMASI
ABD dolarının özel konumu, ABD’ye birçok avantaj sağlıyor. Bu avantajlara kısmen de olsa Euro gibi uluslararası nitelikteki az sayıda başka ülke paraları da sahip. Dünyanın ikinci büyük ekonomisi olmasına karşın Çin’in parası RMB’nin dünyada kullanılan bir para olmasına yakın zamana kadar olanak yoktu; çünkü zaten yurt dışında yerleşiklerin RMB edinme imkanları yoktu. İthalat ve ihracat yalnız dövizle yapılabiliyordu. Yurt dışında yerleşiklerin ülkeye döviz getirip RMB alması, ülke finansal piyasalarında yatırım yapması yasaktı. 


Ülke yönetimi, 2008 küresel krizi sonrasında RMB’nin bir uluslararası para olmasının altyapısını oluşturdu. RMB ile ithalat-ihracat yapılabilir oldu. Yabancıların ülke finansal piyasalarında yatırım yapabilmesi için kanallar açıldı. Döviz piyasası göreceli serbestleştirildi. Hong Kong’da tamamen serbest bir paralel RMB dünyası oluşturuldu. Diğer ülkelere İkili Takas Anlaşmaları ile diğer ülkelere RMB kaynak sağlanmaya başlandı. 


Ülke yönetimi artık uluslararası yatırımcıların bir nedenle dolara alternatif arayışına girmesini bekleyebilirdi. Bu gerçekleşmeye başlıyor olabilir.