HABER: MERVE ÖZCAN / İKV Uzman Yardımcısı
AB-Japonya arasında 1 Şubat 2019’da yürürlüğe giren Ekonomik Ortaklık Anlaşması (EOA), dünyanın en büyük ekonomilerinden olan AB ve Japonya’nın kurallara dayanan, adil ticaret için atmış oldukları önemli bir adım niteliğinde. Anlaşma ile 635 milyon insanın yaşadığı ve küresel hasılanın üçte birinin üretildiği AB ve Japonya, pazarlarını karşılıklı olarak açıyor. Anlaşmanın Türkiye’yi etkileyen yönü ise ek tarifesiz vergi ile AB pazarına girecek olan malların AB’nin Türkiye’den alımları azaltabileceği öngörüsü. Bunun önüne geçilmesi için Gümrük Birliği Anlaşması’nda yenileme çalışmaları yapılması gerekiyor.
YÜZDE 97’Sİ KALKACAK
Anlaşmanın korumacılık eğilimlerinin hız kazandığı ve serbest ticaretin DTÖ kurallarına aykırı ek vergiler ve korunma önlemleri ile tehdit edildiği bir dönemde gerçekleşmesi önemini daha da artırıyor. Anlaşmanın tamamıyla yürürlüğe girmesinin ardından Japonya, AB’den ithal ettiği ürünlere uyguladığı vergilerin yüzde 97’sini kaldıracak. Anlaşma ayrıca araçlardaki uluslararası standartlar gibi tarife dışı engellerin sonlandırılmasını da beraberinde getirecek. Böylece AB ile Japonya arasındaki ticaretin 36 milyar Euro artması bekleniyor. Avrupalı şirketlerin Japonya’ya her yıl ihracat yaparken, ödedikleri yaklaşık 1 milyar Euro değerinde vergi de tarihe karışacak.
JAPON İHALELERİ
EOA ayrıca başta finansal hizmetler, e-ticaret, telekomünikasyon ve ulaştırma olmak üzere hizmet ticaretinde de tarifeleri ve tarife dışı engelleri ortadan kaldıracak. Kamu alımlarında Avrupalı şirketler artık Japonya’nın 54 büyük şehrinde ihalelere katılabilecek ve ulusal seviyede büyük önem teşkil eden demiryolu sektöründe kamu alımlarına erişimlerindeki engeller son bulacak. Belirli sektörlerdeki hassasiyetlere gereken duyarlılığın gösterileceği EOA kapsamında özellikle AB’nin otomotiv sektörü için gümrük vergilerinin sıfırlanması yedi yıl sürecek bir geçiş döneminin ardından hayata geçirilecek. Anlaşma, Türkiye açısından da son derece önemli. Türkiye, Japonya ile STA müzakerelerini sürdürüyor ve EOA’nın yürürlüğe girmesinden sonra, bu müzakerelerin ivedilikle tamamlanması stratejik bir öncelik olmalı. Gümrük Birliği’nin gereği olarak Türkiye, AB’nin ticaret anlaşmalarına da uyum sağlamak durumunda. Türkiye’nin AB’nin ticaret müzakereleri ile eş zamanlı olarak üçüncü ülkeler ile ticaret anlaşmaları müzakerelerini gerçekleştirmesi, ticaret imkânlarının artırılması ve dış ticaret hedeflerine ulaşılması açısından önemli.