tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası’nın yayınladığı ‘Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri’ kitabı tanıtıldı. Kitap, aile şirketlerinin uygulamada yaşadığı temel sorunlara çözüm yolları öneriyor.

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “’100 yıllık aile şirketi sayısı Japonya’da 30 bin iken neden Türkiye’de 30’ sorusuna sadece cevap aramıyoruz. Yapılması gerekenlere işaret ediyoruz” dedi. 

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) yayınladığı ‘Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri: Aile Şirketleri İçin En Çok Merak Edilen 210 Soru ve 210 Cevap’ kitabının tanıtımı, Oda’nın Eminönü Merkez Binası’nda yapıldı. Ekonominin bel kemiği olarak nitelendirilen aile şirketlerinin kurumsallaşma sürecine katkıda bulunmak için hazırlanan kitapta, aile şirketlerinin uygulamada yaşadıkları en temel sorunlar ve pratik ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm yolları yer alıyor. 

 

ÖNCE KENDİNİZE SORUN 

 

Yazarlığını Dr. İlhami Fındıkçı’nın yaptığı kitapta; ‘Aile şirketlerinde ‘sayılar bazen gerçeği gizler’ konusunu biraz açar mısınız?’, ‘Hissedarların, çocuklarını ısrarla kendi işletmelerinde çalıştırma istekleri halinde ne yapılmalı’, ‘Dünyada en uzun ömürlü aile şirketleri neden Japonya’da’, ‘Aile şirketlerinde aile üyesi gençlerin evliliği ile ilgili bir yol haritası var mı?’ gibi 210 soruya yanıtlar veriliyor. Kitap ile aile şirketlerinin, akademik veriler ve somut örnekler ışığında hazırlanan soruları kendilerine sormaları, verilen cevaplara kafa yormaları ve yeni öğrenmelerle kendi hikayelerini zenginleştirmeleri amaçlanıyor.

 

JAPONYA’DA 30 BİN İKEN BİZDE 30

 

İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, kitabın tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, “Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri kitabımızda ‘100 yılı deviren aile şirketi sayısı Japonya’da 30 bin iken, neden Türkiye’de 30’ sorusuna sadece cevap aramıyoruz. Yapılması gerekenlere işaret ediyoruz. Aile şirketlerinin iç krizlerde yıkılmamasının ilacı, duygu ile mantığı, madde ile manayı birleştirmek. Bu ise zaten sahip olduğumuz bir cevherdir, kültürel kodlarımızda, ahlaki değerlerimizde saklıdır” şeklinde konuştu. 

 

GÜÇLÜ EKONOMİK GELECEK İÇİN 

 

“Unutmayalım ki, aile toplumumuzun, aile şirketi de ekonomimizin yapı taşıdır. Dolayısıyla aile yapımız ekonomik açıdan bizi ayıran değil, bizi birleştiren bir değer olmalıdır” diyen Başkan Avdagiç, aile şirketlerinin toplumsal refahın yaygınlaşmasının en önemli aracı olduğu gibi ekonomik kalkınmanın da ciddi taşıyıcısı olduğunu söyledi. Avdagiç, sözlerine şöyle devam etti: ”Bu kitap ile Türk aile şirketlerini kendi kültürel kodlarımızla, kendimize mahsus zayıflıklar ve üstünlüklerle ele alarak, daha iyi bir işleyişe ışık tutmayı amaçlıyoruz. Aile şirketlerinin sağlıklı biçimde işlemesi, kültürünü kurumsal kültüre dönüştürme kabiliyetine sahip olması, bizim ekonomik selametimiz için çok önemlidir. Güçlü bir ekonomik geleceği, aile şirketlerini güçlü ve parçalanmaz bir şekilde tutarak başarabiliriz.”

 

‘BEN’ KÜLTÜRÜ YIKIYOR

 

Şirketlerin toplumun aynası olduğunu belirten İTO Başkanı Avdagiç, şöyle konuştu: “Aile şirketleri, aileden çıkan kurucu liderin vizyonerliğinde faaliyetini sürdürdüğünde büyük şirketlerin ve holdinglerin doğduğu verimli bir kaynaktır. Türkiye’deki bütün büyük grupların mütevazı bir aile şirketi şeklinde başladıklarını biliyoruz. Ama Türkiye’nin gururu olmayı, ancak kurumsallaşmayı başarabilen aile şirketleri yakalamışlardır. Aile şirketlerinin kısa sürede dağılmasına sebep olan etkenin, kurum kültürü yerine ‘ben’ kültürü olduğunu fark ediyoruz. Bunun temelinde de aslında kaybettiğimiz bazı değerlerin bulunduğunu söyleyebiliriz.”

 

BAŞKAN AVDAGİÇ’TEN ALMANYA ÖRNEĞİ

 

Almanya’nın başkenti Berlin’de gerçekleştirilen Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası 15. Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Türk-Alman Ekonomi Forumu’nda da aile şirketlerinin gündeme geldiğini hatırlatan Başkan Avdagiç, “Foruma katılan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Zeki Akbal’ın gündeme taşıdığı bir konu var. Almanya’da 600 bin firma sahibi, varisi olmadığı ya da varislerin işi devam ettirmek istememesinden dolayı endişe içindeler. Türk KOBİ’leri, varis konusunda daha iyi durumda olsalar da Almanya örneğinden ders çıkarmalılar” diye konuştu.

 

100 ŞİRKETİN 5’İ ÜÇÜNCÜ KUŞAĞA GEÇİYOR

 

Kitabın yazarı Dr. İlhami Fındıkçı ise konuşmasında, “Ülkemizde her 100 aile şirketinden sadece 20’si ikinci kuşağa, sadece 5’i de üçüncü kuşağa geçebiliyor” dedi. Fındıkçı, aile şirketlerinin önündeki en önemli engellerin aile ilişkileri, iletişim, kurumsallaşma, liderlik, devir süreci ve ekonomik nedenler olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Aile şirketi anayasasının oluşturulması hayati öneme sahip. Kuruluş ve gelişme sürecinde işte sağlanan başarının sürdürülebilir hale gelmesi için işletmede lidere bağımlı iş odaklı yapının dönüşmesi gerekiyor.”

 

Aile şirketi liderlerine ve lider adaylarına görevler düştüğünü kaydeden Dr. İlhami Fındıkçı, sözlerini şöyle tamamladı: “Kendisini aile ve işletmedeki herkesten üstün tutan, günün birinde bütün bu varlığı bırakacağını neredeyse unutan, işletmenin sürdürülebilirliğini sadece kendi ile sınırlı gören ve benliğiyle savaşta yenik düşen bazı kurucular, hissedarlar ve aile üyelerinin bu gerçeği görmesi gerekiyor. Bu dönüşümü gerçekleştirmeyenlerin en başta kendileri olmak üzere ailelerine ve aile işletmelerine büyük zarar verdiğini maalesef iş dünyamızın her noktasında görüyoruz.”

 

ÇALIŞMAYAN AİLE ÜYELERİNİN İŞLETMEYE MÜDAHALELERİ

 

İTO’nun ‘Soru ve Cevaplarla Aile Şirketleri’ isimli kitabında, aile şirketlerinin liderlik biçimi, yeni kuşakların yetişmesi, aile işletme ilişkileri, profesyonellerle ilişkiler, aile üyeleri arasında yaşanan çekişmeler, işletmenin pandemi gibi küresel krizlere dayanıklılığı, halka açılma çabaları, çalışan ve çalışmayan aile üyelerinin işletmeye müdahaleleri gibi birçok başlık yer alıyor. 

 

17 bölümden oluşan kitapta, aile şirketi sahibi iş insanlarının, aile üyelerinin ve profesyonel yöneticilerin genel olarak yaşadığı sıkıntılar, en çok karşılaştıkları sorunlar ve pratik ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm önerileri de konuşma diliyle aktarılıyor.

27 Aralık 2022 Salı