tatil-sepeti

HABER: SELAHATTİN NİZAM

İstanbul Ticaret Üniversitesi 2010-2020 eğitim öğretim yılına, düzenlenen törenle başladı. Sütlüce Yerleşkesi konferans salonunda yapılan 19. Akademik Yıl Açılış Töreni’ne, İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, İTO Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu, İTO Genel Sekreteri Doç. Dr. Nihat Alayoğlu, Vali Yardımcısı Mehmet Ali Özyiğit, üniversitenin mütevelli heyet üyeleri, İTO meclis üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler ve öğrenci velileri de katıldı.

2001’de İstanbul Ticaret Odası Eğitim ve Sosyal Hizmetler Vakfı tarafından bir sosyal sorumluluk projesi olarak kurulan İstanbul Ticaret Üniversitesi, 2019-2020 eğitim-öğretim yılına altı fakülteye bağlı 9’u İngilizce veya İngilizce destekli 27 bölüm, 4 enstitüye bağlı 62 yüksek lisans ve 20 doktora programı, 26 Uygulama ve Araştırma Merkezi, 10 bine yakın lisans ve lisansüstü öğrenciyle dev bir yükseköğretim kurumu olarak başladı.

MARKA OLDU

Yeni akademik yıl açılışında konuşan İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, sekiz yıllık rektörlük görevini yeni Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu’ya devreden Prof. Dr. Nazım Ekrem’e teşekkür etti. Avdagiç, “Yeni eğitim-öğretim yılının, hocalarımız ve öğrencilerimizin yanı sıra, velilerimiz ve idarî kadromuza da hayırlı olmasını diliyorum. Bana göre eğitim, sadece öğretici ile öğrenci arasında gerçekleşmiyor. Bu ikili arasındaki eğitimin en verimli şekilde olmasını sağlayan iki unsur daha var: Bu da aile ve üniversitenin idari kadrosu. O yüzden, üniversitemizde elde edilen her başarının görünmez iki kahramanı, velilerimiz ve idari kadromuz” dedi.

DOLULUK ORANI

2019-2020 öğretim yılında İstanbul Ticaret Üniversitesi’ne 1130 yeni öğrenci katıldığına dikkat çeken Avdagiç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yeni öğrencilerimizi, bu doğru seçimlerinden dolayı tebrik ediyorum. İTO Başkanı olarak benim için gurur verici olan, yönetimimizle birlikte üniversitemize gelen yeni ruh ve coşkunun rakamlara da yansımış olması. ÖSYM Merkezi Yerleştirme Sonuçları’na göre bu öğretim yılında, doluluk oranımız yüzde 91.50’e ulaştı. Bu, 10 yılın en yüksek rakamı; üniversitemizdeki nitelik artışının hem göstergesi hem başlangıcı.”

Bu sene İstanbul Ticaret Üniversitesi’ne yerleşen öğrencilerin 1000’e yakınının üniversiteyi ilk 5 tercih arasında yazdıklarını vurgulayan Avdagiç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunun iki sebebi olduğunu öngörüyorum. Birincisi İstanbul Ticaret Odası’nın verdiği desteklerle üniversitemizi tercih edenlere ciddi maddi menfaatler sağlandı. İkincisi ise üniversite artık bir marka haline geldi. Öğrencilerimiz, Ticaret Üniversitesi’nin şehir üniversiteleri içinde nitelikli kadrosuyla ayrıcalıklı bir yer olduğunu fark ettiler.”

VİCDANI, FİKRİ HÜR

Konuşmasının sonunda İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin, yönetimler üstü değişmez ilkesini açıklayan Avdagiç, şunları söyledi: “Biz nitelikli eğitimimizle, vicdanı hür, fikri hür nesiller yetiştirdik ve yetiştirmeye devam edeceğiz. Üniversitemiz, eğitim ve fikir özgürlüğünün alabildiğine yaşandığı bir platform. Aynı şekilde hoca-öğrenci ilişkimiz de interaktif bir eğitimin yansıması. Öğrencilerimizin hocalarından, kitaplarda öğrenecekleri bilginin ötesinde bir eğitim aldıklarını görüyoruz. Bunun adı üsluptur, paradigmadır, düşünme biçimidir, hayata bakış tarzıdır. Onun için üniversitemizin her sınıfı, her hocası ekol ve böyle de olmalı. Latinlerin dediği gibi “Ağaçlar meyvelerinden tanınır.” Ben bu sözdeki gibi ‘yarının yöneticileri, tüccarları ve girişimcileri arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi mezunlarının hemen tanınacağına’ inanıyorum. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde eğitim, okul için değil, hayat için öğretilir.”

430 BİN ÜYENİN SESİ BURADA YANKILANIYOR

İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı ve İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, yüzde 91.50 doluluk oranına ve 1000 yeni öğrencinin ilk beş tercihinden birinin İstanbul Ticaret Üniversitesi olmasına dikkat çekti. Oran, “İş dünyasının üniversitesiyiz. 430 bin üyenin sesi burada yankılanıyor. Her sektörden iş adamı deneyimi, akademik hayatla burada buluşturuyor” dedi.

Oran, şunları söyledi: “Sadece başkalarının ayak izlerini takip ederek, yaş almış insanların sizden önce geçtiği yollardan geçerek başarıya ulaşamazsınız. Bizler, millet olarak, değişim denizinin içinde kaybolmadan ve üreten bir ülke olarak değişimin öncüsü olmak istiyoruz. Ve eğer başarılı olacaksak, bilin ki bu ancak sizin sayenizde olacak. Türkiye, gençlerin kurduğu hayaller kadar büyük.”

“Sahip olabileceğiniz en büyük zenginlik; hayatın başka alanlarında kazandığınız deneyimlerdir” cümlesiyle konuşmasını sürdüren Oran, “Kitap okurken gezebilmek de mümkün, bir iş yerinde çalışırken girişimci olabilmek de mümkün. Öğrenciyken girişimci olmak da iş adamı olmak da yönetici olmak da mümkün. Bunların hepsini yaşadım. Onun için sizlere tavsiye ediyorum. Vazifeniz sadece okula gelip gitmek olmasın. Hayata atılana kadar neler yapacağınız bu sıralarda, bu yaşlarda şekilleniyor. Bakış açınızı genişlettiğinizde hayatın sunduğu imkânları çok daha iyi görürsünüz. Ve işte o zaman geçmişe baktığınızda pişmanlıklarınızı değil, kazandığınız deneyimleri, gerçekten yaşanmış bir hayatı görürsünüz.”

Aileye yeni katılan öğrencilere, “Aramıza, bu büyük aileye hoş geldiniz” diye seslenen Oran, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Üniversiteye gelerek hayatınızın en önemli kararlarından birini verdiniz. Bu tercih size, iş dünyasının tam merkezindeki kaliteli bir eğitimin kapılarını açtı. İstanbul Ticaret Odası’nın gücü, iş dünyasının enerjisi, daima üniversitemizin arkasında ve bilhassa da öğrencilerimizin yanında. 430 bin üyemizin kapıları sizlere açık. Özellikleriniz olursa aranılan eleman olursunuz. İşe yerleşmede de iş kurmada da girişimcilikte de dağarcığınızda topladığınız artılarınız sizi bir yerlere getiriyor.”

ÜNİVERSİTELER YERELİ DE KUCAKLAMALI

Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu da konuşmasında, üniversitenin, evrensel olanın yanında yereli de kucaklaması ve saygı göstermesi gerektiğini ifade etti. Rektör Prof. Dr. Oğurlu, şunları söyledi: “İlk 500’de artık üniversitelerimizin olmaması, sıralamalarda görünürlüğün düşük çapta olması her bir üniversitenin odaklı çalışmasını ve ülke çapında ciddi bir planlama ve stratejiyi gerektiriyor. Üniversiteler, bilim-teknik ve akademinin gereklerine göre yeniden tasarlanırken, ideolojik bariyerler yerine, toplumun ve ülkenin ihtiyacı olan her alanda, bilgiyi toplama, değerlendirme, sentezleme ve analitik düşünceyle harmanlama, ‘hakikati’ araştırma ve topluma katkı sağlama yükümlülüklerini unutmamalı. Eriştiğimiz veya ürettiğimiz bilgi birikimi, toplum karşısında bir ayrıcalık veya onu küçümseme ve ezme aracı olarak kullanılamaz. Dünyada rekabeti yakalayabilmek için patent ve inovasyon üretecek, üretilenlere ülke içinde sahip çıkabilecek bir yapının ortaya çıkarılması; taklit kolaycılığına kaçmayan ve orijinalliğe önem veren, komplekssiz ve üretken yapıların kurulması, yükseköğrenim politikamızın temel hedefleri arasında olmalı.”

Prof. Dr. Oğurlu, öğrencilere şöyle seslendi: “Öğrencilerimizi yüksek öğrenim yoluyla onları hayata, mesleki bilgiye, kafa ve el becerisine sahip, görüşlerini medeni şekilde ileri sürme, kendini ve toplumu savunmaya yeterli ve kendini ifade etmede bilgi ve özgüvene sahip, üretme potansiyeline sahip, mesleğini severek yapabilecek, sosyal sorumluluk almaktan kaçınmayan, inisiyatif geliştirebilecek, yaşadığı topluma katkı verme derdi olan bireyleri yetiştirme ortamını sağlamak, hedeflerimiz arasında. Bütün bu sayılanları yapabilmek için öğrencilerimizin üniversite ortamının, temel eğitim veren liselerden farklı olduğunu, yeni bir ciddiyet ve disiplin ile bilgi, fikir, kimlik ve mesleki açılardan yeni kazanımları edinecekleri bir ortam olduğunu hatırlatarak, öğretim üyelerinden azami ölçüde yararlanmak üzere derslere devam etmelerini ve işlerini ciddiye almalarını tavsiye ediyorum.”

20 Eylül 2019 Cuma

Etiketler : Üniversitemiz