tatil-sepeti

Topkapı Sarayı’nın bir zamanlar güllerle kaplı bahçesine, bugünün Gülhane Parkı’na yolu düşmeyen yoktur. Belki biraz oturup soluklanmak, belki şehrin kalabalığından uzaklaşmak için Gülhane Parkı, her mevsimde güzel bir seçenektir.

Burası aynı zamanda güzel bir yürüyüş parkurudur. Gün içinde bir yerden bir yere yetişirken dahi bir kapısından girip, parktan şöyle bir geçip diğerinden çıkmak insana kısa ama doyumsuz bir keyif yaşatır. Bir baştan bir başa yürürken, karşınıza geçmiş zamanların hayalleri çıkar.

OLAĞANÜSTÜ KADRAJ

Topkapı Sarayı’na, Adalet Kulesi’ne, Çinili Köşk’e parkın içinden, bu bambaşka açıdan bakmak, alıştığımız kadrajların dışına çıkmak, bu anıtlarla kurduğumuz ilişkiyi tazeler. Üzerinden şehri seyrettiğimiz bu kadim tepeyi, ona karakterini kazandıran yapıları, yamaçlarından, Gülhane Parkı’nın içinden izlemek bakış açımızı çeşitlendirir. Parkın içinde ilerleyip, ana yoldan sapınca sizi büyük bir sürpriz bekler; Gotlar Sütunu.

YÜZYILLARDIR AYAKTA

İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu Gülhane Parkı’nın içindeki bir sütun: Gotlar Sütunu… Bir sütun ama sadece bir sütun değil. Bu adı, öyküsü ilginç sütunu keşfetmek için önce Sur-i Sultani’nin kapılarından geçmeniz, Gülhane Parkı’na girmeniz gerekiyor. Yolunuzu Sirkeci’ye düşürüp, parka adımınızı attıktan sonra Sarayburnu tarafına, denize doğru yürüyün. Biraz ileride, sahilden Bağdat Köşkü’ne doğru çıkan yamacın üzerinde, ağaçların arasında yükselen Gotlar Sütunu’nu göreceksiniz.

Sizin ilk kez görüp, şaşkınlıkla bakakalacağınız bu sütun, yüzyıllardır burada duruyor. Gelin, beraberce bu sütunun tarihine ve öyküsüne yakından bakalım.

GOTLARA KARŞI SAVAŞAN İMPARATOR

Uzun bir süre, Gotlar Sütunu’nun, 268-270 yılları arasında hüküm sürmüş Roma İmparatoru II. Cladius’un 269 yılında Gotlar’a karşı kazandığı zaferin anısına dikildiği düşünülmüş. Latince kitabesi, Gotlar’ı yenilgiye uğratan bir Roma imparatorunun onuruna yapıldığına şahitlik eder ama o imparator, iki yıllık kısacık saltanatında İstanbul’a hiç yolu düşmemiş II. Cladius mudur, kesin olarak bilmek mümkün değil. Gotlara karşı savaştığı bilinen bir diğer imparator ise I. Theodosius’tur. Tarihçilere bakılırsa sütunun Theodosius’a adanmış olma ihtimali Cladius Gothicus’a adanmış olmasından yüksektir. Sütunun onuruna yapılmış olması muhtemel bir diğer imparator ise Roma İstanbul’unun kurucusu, şehre adını vermiş Büyük Constantinus (I)’tur. Romalı bir imparator için yapıldığını kesin olarak söyleyebileceğimiz bu sütunu dördüncü yüzyıla tarihlemek yanlış olmayacaktır ve bu hesap ile Gotlar Sütunu en azından 17 yüzyıldır yani 1700 yıldır aynı noktada duruyor.

GÜLHANE’NİN HUZURLU KÖŞESİ

Gülhane Parkı’nın bu sessiz, huzurlu köşesinde Gotlar Sütunu’na bakarken, İstanbul’un uzun tarihine seyircilik etmiş, Topkapı Sarayı’nın bahçelerini süslemiş, denizden şehre girenleri selamlamış, etrafında nice hayatlar yaşanmış bir sütunun karşısında durduğunuzu aklınızdan çıkarmayın. Geçmiş zamanları düşünmek ve hayal kurmak için doğru bir yerdesiniz.

TEK SÜSÜ KARTAL KABARTMASI

Mavi damarlı mermerden yapılmış olan Gotlar Sütunu, üç basamak üzerine oturtulmuş bir kaidenin üzerinde yükselir. Yekpare gövdesinin üzerinde Korint tarzında yapılmış bir başlık durur. Sütunun yegane süsü olan bu başlık günümüze oldukça iyi durumda ulaşmış. Bu zarif, incelikle işlenmiş sütuna gösteriş katan, yapraklarla bezeli başlığa dikkatli baktığınızda çok önemli bir detay farkedeceksiniz; bir kartal kabartması. Sütunun, Sarayburnu’ndan karşı kıyılara, Üsküdar’a bakan tarafında yer alan bu kabartmayı gözden kaçırmayın, muhakkak inceleyin.

SİLİNMEYE YÜZ TUTAN KİTABE

Sütunun kaidesinin etrafında dolaşmayı ve dikkatle bakmayı da unutmayın. Artık silinmeye yüz tutmuş Latince yazıtı ancak bu şekilde görebilirsiniz. Kitabede “Fortunae Reduci Ob Devictus Gothos” yani “Gotların yenilgisi ile geri dönen talihe” yazıyor.Bugün varlığına dair bir iz kalmamış olsa da bir zamanlar Gotlar Sütunu’nun üzerinde bir imparator heykeli olduğu da kimi tarihi kaynaklara yansımış.

İSTANBUL’U SEYREDİN

Anıtın çevresi düzenlenmiş, günümüzde küçük, yuvarlak bir meydanın ortasında duruyor. Etrafı çiçeklerle süslenen sütunu banklar çevreliyor. Bunlardan birine kurulup hem sütunu, hem karşı kıyıları, hem denizden geçen gemileri izlemek mümkün. Manzaranın bir ucunda Boğaziçi’nin uzak kıyıları, diğer ucunda sırasıyla Üsküdar, Kadıköy, Fenerbahçe sahilleri var. Keyifle seyredilecek, tadına doyulamayacak bir İstanbul manzarası…

ZAMANA DA YENİLMEDİ DOĞAYA DA

Haftaya bu köşede görüşünceye kadar belki yolunuz Gülhane Parkı’na düşer ve İstanbul’un zamana, doğaya yenilmemiş bu az bilinen anıtını görmeye gidersiniz. Ya da belki vapurla işe yetişirken Sarayburnu tepelerine daha dikkatli bakar ve Gülhane Parkı’nın heybetli ağaçları arasından gözüken sütunu fark edersiniz. Artık öyküsünü biliyorsunuz. İyi gezmeler, iyi seyirler...

01 Haziran 2018 Cuma

Etiketler : Gündem