tatil-sepeti

HABER: DİLŞAH KEFLİOĞLU

Mevsimlerden kış… Bir de söz konusu İstanbul olunca, hava sürprizlerine hazırlıklı olmak gerekiyor. Özellikle kış mevsiminde hava olaylarına bağlı zorunlu rötarları tamamen ortadan kaldırma şansı sınırlı. Ancak rötar anlarını verimli değerlendirmek, keyifli hale getirmek mümkün. Dünyanın en büyük havaalanlarından İstanbul Havalimanı da bu anlamla yolculara farklı imkanlar sunuyor. Bunlardan biri de İGART çatısı altında organize edilen kültür-sanat faaliyetleri… Geçtiğimiz günlerde Dış Hatlar Giden Yolcu alanında ziyarete açılan ‘0’ Sıfır Noktası sergisi, uçağı rötar yapanlara ve aktarma yolcusu olanlara zamanın nasıl geçtiğini hissettirmeyecek türden bir organizasyon.

ATIKTAN PORTRELER

Sanatçı Deniz Sağdıç, atık malzemelerle ürettiği portreleri sergiliyor. 3 ay ziyarete açık kalacak sergide, Deniz Sağdıç’ın ekibiyle yaklaşık 4 aylık bir atölye çalışması ile ortaya çıkardığı 20 eser yer alıyor. Havalimanlarının yeni başlangıçlar için sıfır noktası olduğunu belirten Sağdıç, “Burada da gördüğünüz bütün eserler, aslında her bir yolcunun bıraktığı küçük parçacıklardan oluşuyor. Sergide o parçalardan yaptığım din, dil, ırk gözetmeksizin çeşitli insan portreleri sizi karşılıyor” dedi.

Sanatıyla sosyal sorumluluk çalışmalarına da imza atan Deniz Sağdıç, iklim değişiminden önce insanın değişimine dikkat çekerek, şunları söyledi: “Tüketim alışkanlıklarımız hakkında durup düşünmediğimiz müddetçe bu yok edişin bir parçası olmaya devam edeceğiz. Pandemi gibi bir süreçte belki de olabilecek tek olumlu gelişme, tüketim alışkanlıklarımızla yüzleşmemizdi. Hep birlikte gördük ki, insanın temel ihtiyaçları dışında tükettiği her şey bir illüzyondan ibaret. Salgın nedeniyle bu konuda dersler çıkaracağımızıümit ederken, kısıtlamaların gevşemesiyle birlikte acısını çıkarırcasına tüketime eskisinden çok daha hoyrat biçimde saldırmaya başladık. Devletler bir zorunluluk olarak kurumlara, kimi doğasever yöntemleri mecbur kılıyor. Ama bireysel olarak alışkanlıklarımızı değiştirmediğimiz sürece bizim için yaşamsal olmayan tonlarca şey üretilmeye devam edecek. Kimse kendisini küçümsemeden bireysel olarak bu konuda adım atabileceğininfarkına varmalı öncelikle.”

BİLİNÇLİ TÜKETİCİLER

Yaşam alışkanlıklarının sadece kanunlar ve kurallarla değiştirilemeyeceğini vurgulayan Deniz Sağdıç, çalışmaları hakkındaki geri dönüşleri de şöyle özetledi: “Atıklarla yaptığım eserler, izleyenleri çok şaşırttığı gibi büyük beğenilerini kazanıyor. Bunun en temel nedeni, bence insanların günlük hayatta kullandıkları, yakından tanıdıkları bir malzemenin sanata dönüşmüş olması. Öte yandan,bu eserlerin bu derece ilgi görmesi, dünya için hâlâ umudun var olduğunu gösteriyor. Günümüz çocukları, kesinlikle önceki nesillere göre çok daha bilinçli yetişiyor. Gelecek nesiller, şimdiden belli ki bizlerden daha bilinçli tüketici olacaklar.”

Eserlerinde her türlü atık malzemeyi kullandığını hatırlatan Sağdıç, “Aslında her seferinde yeni bir malzeme üzerinde çalışmayı son derece heyecanlı bir meydan okuma olarak görüyorum.Ama dokuma tekniklerinin ilk defa geliştirildiği, adeta tekstilin anavatanı durumundaki bir coğrafyada yetişmiş bir sanatçı olarak tekstil ürünlerine duygusal bir yakınlığım var” dedi.

DOĞA DOSTU DAVRANIŞ KÜLTÜRÜ

Çocuklara yönelik atölye çalışmaları da yapan Deniz Sağdıç, gelecekten umutlu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Bu meselenin belki de eğitim-öğretim müfredatına bir ders, en azından bir dersin konusu olarak yerleştirilmesi, bir yol olabilir. Aslında bu mesele sadece bir başlık altında değil, genel bir tutum ve davranış kültürünün bir parçası. Doğa bilimlerinin kapsamındaki ders konularında bu meseleye köprü kuran, sebep-sonuç ilişkilerini görünür hale getiren anlatım biçimlerine yer vermek gerekli. Tabii her konuda olduğu gibi sürdürülebilirlik meselesinin daha aile düzeyinde ele alınması, çok daha kalıcı ve etkili bir kültürün oluşmasını sağlayacak. Ben, sürdürülebilirliği sadece eser ve sergilerim çerçevesinde değil, konferans, panel ve söyleşi etkinlikleriyle de mesele edinen bir sanatçıyım. Pandemiden önce neredeyse her hafta bir okulda bu konuyla ilgili konuşup, sunumlar gerçekleştirmeyi bir ödev haline getirmiştim. Pandemi önlemlerinin görece seyrekleştiği bugünlerde elden geldiğince bu etkinlikleri sürdürüyorum. Öte yandan, atık materyallerle eser yapımı atölye çalışmalarımın çoğu katılımcısı yine çocuklardan oluşuyor. Bu etkinliklerde defalarca gözlemledim ki yeni nesil, doğa dostu davranış kültürünü önceki dönemlere kıyasla çok daha bilinçli biçimde benimsemiş durumda. Bu nedenle gelecek ile ilgili son derece umutluyum.”

31 Ocak 2022 Pazartesi

Etiketler : Gündem